Bir kalemin ucunda yok olmayı isterdim. Mürekkebe karışarak, ömürden geçip, bir kerecik de olsa bir yerde bir anı olarak kalarak...
Dünya öyle bir yer ki haykırsan herkes dönüp sana bakar, kimse seni dinlemez. Konuşsan herkes seni izler ama kimse seni anlamaz. Seni anlamak isteyene sessizliğin yete
Anlaşılamamanın ve içimizdeki yalnızlık dağının verdiği hüznü, nadirde olsa gönlümüze ekilen sevgi ve mutluluk tohumunun neşesini, kimi zaman karamsarlığın timsalini, konuşmaktan çok kağıda döken, buzdağına hayranlık duyan, yalnızlığın daimi bekçisi...
Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?
Lavinya Dergisi
YazarlarımızNEREDE VE NASIL...
KAPTAN...
Bir sevda türküsü seç kaptan. Yanık yanık uzun havasıyla, bağlamanın tellerinin konuştuğu, sözlerinin ciğer bırakmadığı bir sevda türküsü... Yavaşça limandan yol alalım kaptan, belki bazılarımızın da hayatlarından. Gemi bir limanda haddinden fazla ağırlık yaptığını hissettiği an batarmış bilir misin
BİRAZ DA SÜKUT...
Bir sessiz kelime ile bir çığlığın,
Soğuk savaşı vardı göğsümde,
Yıllardır elimi çekemediğim bir kitap,
Öyle özlemle aradığım bir başka cümle,
Bir başka söz var mıydı hayatımda?
Gözlerim kapalı geldiğim dünyadan,
Gözlerim açık gideceğimi bile bile,
Ömrümü adadığım birkaç şey uğruna,
Yine de
BİZİM EVİN YOLU...
Bizim evin önündeki yol iki yere çıkar. Aşağı gidersen lunapark, yukarı gidersen mezarlık. Çocukluğum hep bayır aşağı koşturarak lunaparkta eğlenen çocukları izlemekle geçti. Annem mahallenin zengin ailesinin çocuğuna bakardı, babam fabrikada işçiydi. Kardeşimse benden yalnızca iki yaş küçüktü. Okul
SANA EN UZAK...
Senin ciğerini biliyorum ben,
Ama sana en uzak yine benim,
Etrafımda onca insan,
Ben yine yalnız seni görüyorum,
Gittiğin yolların ayakçısı,
Kaldığın şehrin bekçisiyim,
Masallara inanmak istiyorum,
Mutluluk masallarına,
Senin şehrinde prens ben,
Benim köyümde prenses olacağına,
Seninle dün
YENİDEN DİRİLECEKSİN...
Güneş Yeniden Doğacak ve Biz Yeniden Deneyeceğiz...
Doğduğun günü düşün. Bir ikindi vaktine yakın güneşin aydınlığını. Hayata merhaba dediğin o an, aydınlığın anlamını düşün. Pencereden baktığında görebildiğin varlıkları. Ardında geceyi saklayan bu ikindi bilmeyişini düşün. Ağladığın ilk tokatını
UMUTSUZLUK ŞEHRİNE HOŞGELDİNİZ...
Dünyada neye tutmaya çalıştıysan elimde kaldı. Hayat hep bir şekilde yaptığım planları, uğraştığım hayalleri dağıttı, yok etti. Koşmaya kalkıştım, ayağıma çelme taktı. Yürümeye çalıştım, arkamdan tekme attı. Bir insanın yüzü hiç mi gülmez? Hiç gülmedi. Sırtıma yüklenen onca yükle yaşadım ben. Birisi
BİR AYRILIK, BİR YOKSULLUK, BİR ÖLÜM...
Elimde kalan kerpiçle yapılmış bir evin önünde top oynadığım fotoğraflar. Çocuktum, her şeyden habersiz sadece mutluluğun olduğu bir dünyaya inanarak ve tek derdi akşam ezanıyla eve girmek olan bir çocuk. Bir gün bir kamyonet gelip de yanaşınca anladım evimizin önüne, çocukluğumun geçtiği bu köyden,
NEREDEN BİLECEKSİNİZ...
İçimde dağ olmuş bir sıkıntı var. İçimde beni bana bırakmayan biri. Her şey sanki çok eski, her şey için sanki çok geç. Dünyadan ümit kesmiş biriyle yaşamak nedir bilemezsiniz siz. Güne güneşle uyanan var bu dünyada, güne mis gibi kahvaltı kokusuyla uyanan var, bir de gazete üzerinde soğuktan uyuşan
BU GECE...
Sana gelmeliyim bu gece,
Yalnızca sana adımlar atmalıyım,
Sokağın başında duran ağaçlara,
Odanı aydınlatan lambaya,
Pencerenin önündeki çiçeklere bile,
Selam verip selam almalıyım,
Bu gece kaçırmalıyım seni bana,
Bu gece yalnızca senle olmalıyım,
Işıklardan yoksun,
Kelimelerden yoksul,
Ses
SESSİZLİK...
Ateş, dilinden anlayanı yakmazmış, gönül sızladığı kelimenin gölgesine bile sığınmazmış. Ölüm geldi mi bedene çırpınmak faydasızmış, hırsıza vicdandan bahsetmek gereksizmiş, katile merhametten bahsetmek zulümmüş, karanlığa güneşi anlatsan hayalmiş, güneşe geceyi söylesen serapmış, dünya çukurmuş, aş
NEREYE GİDERSEN GİT...
Gitmek bir marifet değil mecburiyettir aslında. Nereye gidersen git, asla başını mutlu olduğun yere çevirmezsin. Gururun hep içinde bir ukde bırakır ve sen o gururunla isteksiz, beklentisiz yaşamaya alışırsın. Evlerden kahkaha sesi duysan ailen sanır, sokakta mutlu bir çift görsen sen sanırsın. Nere
SEVGİLİ GÜNLÜK...
Sevgili günlük, bugün sana yirmi dört saatlik bir hikayeden bahsedeceğim. Süresini ve şeklini benim belirlemediğim her hikaye korkutmuştur beni biraz. İlk defa bu hikayede korkmuyorum.
Biraz tebessüm var bu hikayede, biraz denize benzeyen bir çift göz. Biraz ok gibi fırlayan kaşlar, biraz da soğukt
SENİ ÖNCE SEVDİM...
Seni önce sevdim güzelim, seni önce sevdim ki, güzel yanını bulmaya çalışayım. Sevdim ki her şeyinin güzel olmadığını lakin kötü yanlarına rağmen seni hala içimde sakladığımı anlayayım.
Seni önce sevdim güzelim, seni önce sevdim ki sonrasına hiçbir mahal bırakmadan, bütün olumsuzlukları düşünmede
DERLER...
Dünyada en zor şey ne diye sorarsanız bana, dünyadaki en zor şey insanları memnun etmek derim size. Çünkü insanları memnun etmek, hayvanları mutlu etmekten zor. İnsan dört tarafı memnuniyetsizlikle çevrili bir canlı. Ne yaparsan yap bir yerde memnun edemezsin kimseyi. Kılı kırka bölsen de yaranamazs
AİLE...
Uzağa, çok uzağa bir otobüs kalkıyor köyümüzden. Yaşım, kanımın en deli aktığı vakitlerde. Babam tarlada ömrünü çürütmüş, annem hem tarlada hem evde. İki kardeşin büyüğü benim. Hayalim hep köyden dışarıda başlıyor kendimi bildim bileli. İşte elimde bir fırsat, hayat altın tepside sunacak değil ya, u
İNSAN VE DUYGU ÜZERİNE BİR DENEME...
Şimdi şehirde tüm evlerin lambaları sönük. Şimdi şehir ıssız ve yalnız. Şimdi şehir benim ve içimdekilere ait. Bilmem ki belki karanlık odasında yüzünü duvara dönmüş hıçkıra hıçkıra ağlayan kaç insan var. Bilmem ki elinde kalem kağıda içini döken kaç insan var. Bilmem ki gülse, dünyanın en güzel kad
BU MEMLEKET...
Bu memleketin çayı soğuk olmakla meşhurdur, buraların gecesi karanlık olmakla. Bu memleketin çocukları yalnız olmakla meşhurdur. Bu evlerin duvarları kalın tıpkı yürekler gibi. Bu memleket başkadır ezelden, insanları soğuktur, havası bir başka soğuk. Anaları cefakardır, ayaklarının altı çatlak yürek
ÇUKUR...
Düştüm bir kargaşanın ortasına. Ne olursun gözlerinden bir dem ver de, ruhum dinginlik nedir öğrensin. Hayat istemediğim adımlar attırdı hep bana, bir bukle tebessümünden koy şu yarısı boş bardağıma. Koy ki bir adım da isteğimle atayım ileriye. Ömrüm bankın boş tarafında bir şeyleri beklemekle geçiy
SEN GİTTİN YA...
Sen gittin ya, yarım kaldı şiirler, yarım kaldı o roman, yarım kaldı söyleyeceklerim ve tamamlanmayacak onca cümle.
Sen gittin ya, o sokak çıkmaza girdi, o çiçek açmadan soldu saksıda, o bahar hiç gelmedi ömrüme.
Sen gittin ya, o şarkı çalmadı bir daha, o kafiyeyi bir daha tutturamadı aklım, o şar
BİR DAHA SEVMEM...
Giden yalnızca sevdiği olmuyor bazen insanın. Giden geçmişi oluyor, şimdisi oluyor, geleceği oluyor. Giden eli kolu oluyor, ayağı gözü kulağı oluyor. Giden çok şey oluyor da insan azıcık bir şeyle, kalan ömründe yetinmeye çalışıyor. Radyoda denk geldiği bir şarkıyla dalıp gitmeleri boşa değil gözler
SANA DAİR...
Sana dair bir şey kaldıysa içimde, o da bir gün beni anlayacağının umududur. Çünkü umut, olmasını istediğin ile olanın arasında bir yolculuktur. Ben o yolculuğu rafa kaldıralı uzun yıllar olmuşken yine de sana dair bir şey umut etmekten alamıyorum kendimi. Hayatta hep yalnızdım. Çocukken de, büyürke
SEN RÜYALARDASIN...
Sen rüyalardasın,
Ben tenhalarda,
Sen olacaklara meyillisin,
Ben olmayanlara isyanda,
Şimdi hangi yağmur damlası,
Siler şu yüzümdeki aşk çamurunu,
Uzunca bir yol var biliyorum,
Karşımda bir gölge,
Işık arkamdan vurursa korkmam,
Bendendir bana gözüken,
Işık karşımdaysa kimin bu gölge?
Sen
ÇÖL VE DENİZ...
Bir yanda çöl görürüm, bir yanda sonsuz deniz. Bir yanda kuraklık görürüm bir yanda sayısız tohum. Bir yanda sarının yakıcılığını görürüm, bir yanda mavinin huzurunu...
Hikaye bu ya çölün gönlü denize vurulmuş. Kuraklık, sayısız tohuma talip. Sarı, mavinin bir ucundan tutmaya niyetli. Dünya bu imka
ANLADIM...
Doğduğumda atılan ilk tokatın niye atıldığını anladım. Nefes vermek için değil hayata merhaba demem için yediğim ilk tokatın hikayesini yıllar sonra anladım. Çocukken yaralarıma neden üflendiğini anladım. Acıyı hafifletmek için değil de bir daha kimsenin böyle bir şeye dönüp bakmayacağını bilmem ger
FUTBOL MAÇI...
Hayat bir futbol maçı gibi 2 devreden ibarettir belki de. İlk yarıyı iyi tamamlamak maçın sonuna olan avantaj gibidir. Rahat gidersin maçın sonuna, rölanti de mücadele edersin. Bir de ilk yarıda geri düşenler vardır. İkinci yarıdan umudunu kesenler olur, yorgun olan olur, bitenler olur, geride kal
BENDE BİR RESMİN VAR...
Bende bir resmin var gelmeyenim,
Gün batımından da saysan,
Bana gülmez,
Gün doğumundan da.
Başının üzerinde bir gözlük,
Hangi çerçeve takılı olursa olsun,
Beni görmez,
Beni bilmez,
Bende bir resmin var sevmeyenim,
Elinde bir dergi,
Karıştırır durursun sayfalarını,
Yolunu gözlediğim sokakl
İNSAN
Kışı bitiren neydi? Ilık bir nisan sabahı mı yoksa kalbe karşı samimi bir tebessüm mü?
Yaprakları sarartıp, ayazı getiren neydi? Güneşin ısısını kaybetmesi mi yoksa menfaate dönmüş ilişkiler mi?
İnsan azizim, insan her anı için duyguyla yaşar. Kalbe yüklü duygularla yaşamayı öğrendiğimden beri bir
LEYLA...
Hür bir kuş gibi gökyüzünde,
Süzülürken bir akşamüstü,
Tüylerimin rüzgara teslim oluşu gibi,
Gönlümün de sana meyli olduğunu,
Haykırarak taşa, toprağa,
Bu köyden gidiyorum Leyla,
Gençliğimin şu deli taylar gibi,
Koşturarak geçtiği köyden,
Su taşıdığım değirmenden,
Koyun güttüğüm tepelerinde
İNSANIN KIYAMETİ
Bir sessizlikle başlıyor insanın kıyameti, bir kelime bin anlam yüklüyor sırtına. Felaketlerin ardı arkası kesilmiyor. İnsan ne zaman olacağını zannetse yine bir yerlerden olmayacağı beliriyor. Hayat tıpkı bir yarış atı gibi, son düzlüğe kim daha iyi girerse o kazanıyor. Son düzlük dediğim ömrünün s
AYRILIK MESELESİ
Buralar yabancı, buralar eksik, buralar yalnız...
Giderken her şeyi alıp giden insan, gittiği yere bu kadar kalabalık gitmeyi nasıl başarır diye merak ettim hep. Aylarca sorularımın ardı arkası kesilmedi. Bir muhatabı olmasa dahi dönüp dolaşıp kendime sordum, kendim cevapladım hepsini.
Ve anladım
YALNIZIM
Aşk bir yalandı,
Ben bir şeye inanmaya ihtiyacı olan adam,
Aşk güzel bir yalandı,
Ben gerçeklerin acısından kaçan bir yolcu,
İkimiz de istemeden birbirimizi bulduk,
O yağmurlu gecede,
O karanlık sokakta tanıştık ansızın,
Yalnızlığı yolcu ettiğimiz gün doğumundan,
Koşarak,
Arkamıza bile bak
GERİDE KALAN CÜMLELER
Bazı şeylere ihtiyacım olduğunu düşünüyorum bu aralar. İçimdeki o boşluğun açılması, belki de o ihtiyaçlarımı yeni fark etmeme sebep oldu. Mesela bir akşamüstü dizlerine yatıp seni izlemeliyim. Bana bakman şart değil, istersen manzaraya bak, istersen gökyüzüne. Yeter ki benim manzaram sen ol, benim
YENİLGİNİN ZAFERİ
Yol sanadır, koşmak sana, konuşmak sanadır, susmak sana. Nerede bir şiir varsa sana yazılır ve neredeysen sen dünyanın en güzel resmi orada çizilir.
Aşamadığım dağlardan, geçemediğim derelerden ve yenemediğim savaşlardan geldim sana. İçimde kaybettiğim her sınavdan, uyuyamadığım her gecenin ardında
GİDENLER...
Gidenler mutlaka bir gün geri dönerler. Ama fiziken, ama ruhen illaki dönerler terk ettikleri yere. Döndükleri yerde bazen yeller eser, bazen talan edilmiş virane bir parça bulurlar. Giderken götüremedikleri yoktur artık terk ettikleri yerde, göz gezdire gezdire o kaybettikleri, o çok özledikleri şe
ÇARESİZLİĞİN DUVARLARI...
Kendimi bildim bileli bir telaşın, bir koşturmanın içindeyim. Hep bir yerlere yetişmeye, hep bir şeyleri zamanında yapmaya çalışıyorum. Uyuyorum, uyanıyorum ve koşturuyorum sürekli. Günleri böyle geçen bir insan olarak sana geç kaldım sanırım. Belki de erkendim bilmiyorum ama geç kalınmışlığın hüznü
(F)ARKLILIKLARIN (B)ELİRTİLERİ...
Diyelim ki bilmeden, anlamadan, dinlemeden sevdin.
Ama nasıl?
Sevmenin de bir sürü çeşidi var değil mi?
Güzel mi? Tutkulu mu? Normal mi? Romantik mi? Çok mu? Kıskanç mı?...
Hayatta geldiğini göremediğimiz şeyler var. Bunlar herhangi bir yaşımızda yahut herhangi bir anımızda karşımıza birdenbir
HEPSİ GEÇİYOR...
Geçiyor,
Bazen delip geçiyor,
Bazense teğet,
Her şeye inat bir şekilde kalp atıyor,
Dünya dönüyor,
Gece ve gündüz adeta bir madalyonun iki yüzü gibi,
Bize her gün bir şey öğretiyor,
Hayat devam ettiği sürece,
İnsanda bir şekilde yürüyor,
Ayaklarında yara izleriyle,
Kalbinde kapanmayan yara
BAZI FELAKETLER...
Bazı felaketler doğal değil insan felaketidir. İnsan felaketleri üzerine çeken ve felaketlere sebep olan olarak ikiye ayrılıyor artık günümüzde. Bir yanımızda doğal afetler olurken bir yanımızda salgınlar oluyor. Bir yanımız kuraklığa teslimken bir yanımızda nesli tükenen varlıkları izliyoruz.
Öyle
SEVGİ VE GÜVEN...
Bulutlar ötelerden gelir, güneşi kapatır. Toprak güneşi ister, bulut yağmurla ıslatır. Tohum yağmurla cana gelir, güneşle büyür. İnsan topraktır, ıslanmadan cana gelmez güneşi görmeden de büyüyemez. İnsanın tohumu kalbidir, kalbin can suyu güven, güneşse kalptir hiçbir zaman eksik olmaması gereken..
BİLMECE...
Şimdi eski bir kelimesin dilimde,
Telaffuzu oldukça zor ve meşakkatli,
Zihnimdeki alfabede yerin var,
Dilimdeki harfler seslendirmiyor seni,
Söylemek kolay derdi tatmamışa,
Derdin sahibi ses çıkardıkça kanıyor,
Hızla kayboluyor nesneler,
Ve ben geceye “merhaba” derken,
Karanlıkta kalıyor har
BAZENLER...
Hayal ettim bir kez,
Olmayacak,
Düşündüm bin kez,
Elbette olacak,
Kırıldım bazen,
İnan bana gün geçtikçe,
Bazenler çoğalacak,
Nefes aldığım her an,
Bir endişeyle bakacağım etrafa,
Ha koptu kıyamet,
Ha kopacak,
Sura üflenmeden önce,
Benim kıyametimden bir kesit,
Gözlerimde endişenin siya
CEHENNEM VE CENNET
Bir sessizlikle başlar insanın cehennemi ve yine bir sesle başlar cennet dediğin güzellikler...
Bir sükut nasıl insanın içine işler bilir misiniz? Anlatayım. Bir kuşun akşama kadar gezdiği, kanat çırpıp bir şeyler bulup akşam olmadan yuvasının yolunu tuttuğu günün sonunda yuvasındaki yavrularına
EKSİKLİĞİN ANATOMİSİ
İnsan ne yaparsa yapsın kafasının içinde hep eksiktir ezelden. Ne kadar yaşamış olursa olsun, neler yaşamış olursa olsun eksiktir ve insanın dünyadaki cehennemi de böyle bir şeydir bence.
Kimisi sağlıklıdır boyunun kısa olmasından yakınır, kimisi esmerdir sarışın olmak ister, kimisinin mutlu bir ev
EYLÜL 2021
İşte Eylül,
Ağustosun eceli oldu da geldi yine,
Sonun başlangıcını başlatmak için,
Güneşin acımasızca sıcağını kırmak,
Yazın mezarına toprak atmak için,
Gelen Eylüldür,
Yahut mevsimlerin en edebisi,
Üzerine mısralar yazılırken bir yandan,
Bir yandan da yaprakların sararıp dökülmesi,
Peki ya
YOLUN SONU
Yolun sonu bir kuytu köşede sessizce karanlığı seyrederek gözlerini kapatmaya gidiyor dostum. Karanlık dediğim sen, ben, biz yoksa herkesin gecesi ışıklı lambalı, bazıları daha da şanslı yıldızlı, aylı. Yıllarca koşturduk durduk seninle, vardığımız neresi varmak istediğimiz neresiydi bilmiyorum. Yol
RENGİM SİYAH
Herkesin bir rengi var hayatta bana düşen siyah oldu kendimi bildim bileli. Geceyi sevdim ben, sonra uykuyu, sonra yalnızlığı, sonra hep sonraları sevdim. Dönüp de geriye bakmadım bir gün nerede bu gökkuşağı diye? Yağmur yağdı ben toprağın çamuruna bulandım. Kar yağdı ben odama saklandım. Beyazdan d
AYRILARIN AYRILIĞI
Ayrı şiirlerin mısrasıyız seninle,
Ayrı şehirlerin iki yabancısı,
Sen beni okuyamadın anlamlarımla,
Ben seni okuyamadım tonlamalarınla,
Bizi şehirler uzaklaştırdı diyemedim hiçbir zaman,
Bizi uzaklaştıran biz olduk yine kendimize,
Şarkıları yabancı bıraktık önce,
Sonra yıldızlarda ayrı şeyler
LAVİNYA
Şimşekler çakarken gecenin bir yarısında,
Karanlığı yaran yıldırımlar,
Ağaçları kökünden çatırdatırken,
Öfkeyle dirilen hüzünlü hatıralarım,
Bedenimi sararken garip bir sancıyla,
Odamın tavanına yansıyan,
Gaz lambasının cılız alevinde,
Seni düşünüyorum ölüm çiçeğim,
Bizim buralarda bahar ge
BENİ UNUT
Beni unut sevdiğim, beni unut ama bana hissettirdiklerini asla...
Beni unut güzelim, beni unut ama sana olan hayranlığımı asla...
Ben bir kitap okudum seninle. Roman desen de fark etmez, hikaye desende. Sonu kötü biten her şey benim için masal değildir nasılsa ve ben senin benim hayatımda bir masa
SÜKUT
Sessizlik bir atın sırtında dağlara vurmakta kendini, sessizlik yalnızca bir dağın gölgesinde soluklanmakta. Sessiz olan her şeye hayranım şu dünyada. İnsana, dağa, taşa, toprağa hatta kelimelere bile.
Öyle ya bazı kelimeler vardır sadece sessizlikten bahseder. Kısa ve özdür ve üstüne bir sözde edi
ULU DAĞI AŞANLAR VE DİĞERLERİ
Her aşk bir ulu dağın tepesinden aşmak demektir. Aşmak dedimse yürüyüp de geçmek, tırmanıp da atlamak değil. Kışına da denk gelmek, yazına da denk gelmek. Çiçek açan yanlarını gördükten sonra çiçek döken zamanlarını da görmek demek. Ayazını da içine çekmek, yakıcı sıcağını da kuş sesleriyle dolu sab
17 YAŞIMSIN
17 yaşımsın sen,
Kuyulardan yükselen sesimsin,
Mağara diplerine,
Piramitlerin tepesinden atlayışlarımsın,
Buz dağının alev alan yanı,
Garip sazımın ilk notalarısın,
Gençliğimin nazar boncuğusun,
Edebiyat kitaplarında farklı bir ayraç,
Yazarlığımın mimarısın evvela,
Kelimelerin birleşip şiir
CESURLAR VE KORKAKLAR
CESURLAR VE KORKAKLAR...
Bazı korkuların adımını atmak için bazı cesaretlerin kıyısından dönmek gerek.
Korkularınla yüzleşmelisin bu hayatta, kaçtığın ne varsa dönüp dönüp bakmalısın ona. Gecenin bir vaktinde de yapmalısın bunu, günün en aydınlık vaktinde de. Çünkü hayatta korkularından kaçan
VARDIR
Yollar vardır gidilmesi gereken, gittikçe bittiğini sandığın ama gittikçe yenilerinin çıktığı yollar...
Cümleler vardır, kurdukça topladığını, toparladığını sandığın. Ama ne kadar cümle kurarsan kur, bazı şeyler cümlelerle toparlanamayacak kadar geç artık...
Mevsimler vardır gelir ve geçerler. Kim
BİR ÖMÜR
Kaçtığın mı var benden,
Yoksa yaklaşmaktan korkar mısın hep böyle?
Eski sayfaların tozu kaçmıştır belki boğazına,
Belki yeni uçurumlara karşısın,
Belli ki bir şeylerden umudunu kesmiş,
Bir şeylere asla şans vermemeye başlamışsın,
Oysa bahaneler hep vardı duyguların içinde,
Duygular savaşmayı
YARALI KALBİN ÖYKÜSÜ
İmkansız bir şey benim sana hissettiklerim,
Öyle kolayca silinip atılmıyor da,
Nerden girdim hayatına diye söylenmelerim,
Dalıp dalıp gitmelerimde bile sen,
Öyleyse adını koymalıyım bunların,
Hepsi içimde birikmeye,
Biriktikçe taşmaya başlıyor inan,
Fallarda çıkmaz bu yazdıklarım,
Ya da rüya
YARIM KALSIN ŞARKILAR
Bırak artık şu telefona bakmaları ansızın,
Dilinde sakladığın kelimeler dökülsün kağıda,
Birileri şiir diye okusun geceleri,
Birileri muhabbet arasında konuşsun,
Sen kendi lisanına kızma artık,
Buz dağının etekleri sana hoyrat,
Yetişmeyecek senin çiçeklerin bu ayazda,
Bu toprak sana kuraklık,
BİZİM O DEFTER KAPANDI
Bir müddet sonra anladım ki çağırmaların da bağırmaların da bir anlamı yok sevda kervanında. Oysa sevgisini bağıra çağıra söylemeyene adam demiyorlar bu çağda. Sessizce sevmek, içinden sevmek, söylememek, adına şiirler yazmamak sevgiden sayılmıyor. Hissettirilmeyen bir sevginin değeri yoktur elbette
SÖZLER, EFENDİLER, HANIMEFENDİLER
Söylenen sözde sıkılan kurşunda aynı şeydir. Tetik düştü mü kurşun geri dönmez, ağızdan çıkan söz hiçbir zaman geri alınmaz. İnsanlar var kalp kırar, insan var kalp için yaşar...
Yaşamak böyle bir şey efendiler, hanımefendiler. Yaşamak, iki dudağımızın arasından çıkan şeyi on defa düşünmek. Söz v
YALNIZLIK
Daha ne kadar kaybetmem gerektiğini bilmiyorum...
İçimdeki sessizliği susturamıyorum bazı geceler, bazı geceler çıt yok derinlerden. Hep böyle geçmiyor mu günlerimiz? Bazıları dolu dolu, bazıları bomboş. Bense içimde geceleri sessizlikle boğuşmaktan çok yoruldum artık. Susturamadığım gecelerden de
KISA BİR AŞK ÖYKÜSÜ: HİÇ
Senin sokağın artık bana mezarlık,
Geçemem deli gibi istesem de milimini,
Sana adımlarım artık hep karanlık,
Yürüyemem istesem de eskisi gibi,
Şimdi bazı şarkılar yarıda kesilir,
Bazı şiirleri tamamlamaya yirmi beş yıl yetmez,
Bazı sözlerden kaçılır,
Ve bakışlar hançeri içinde barındırır,
Ö
HİÇ IŞIK YOK
Kapatın ışıkları,
Zaten dönecek gibi durmuyor talihimiz,
Bari ümitten yana bir israfımız olmasın,
Nasılsa saçıyoruz içimizdeki duyguları,
Dağa taşa savuruyoruz,
Hak etmemiş yüreklerde heba edip,
Kendimizi bile hissedemez hale geliyoruz,
Kendini bile hissedememek diye bir şey varmış,
Duy
TAM OLANDAN YARIM OLANA
Bir şarkı böyle söylenmez dedi yaşlı adam,
Bir kadın böyle çağırılmaz...
Bir sevda böyle yakılmaz dedi sigarasını çekip,
Bir yol böyle yürünmez...
İster genç ol istersen yaşlı,
Ne söylediğinle ne yaptığına dikkat et
Diyerek ekledi;
Bu hayat kalbinin diğer yarısını bulmaya çalışmakla geçmez...
NE BİLEYİM BEN NEDEN BÖYLE OLDU
Ne bileyim ben neden böyle oldu,
Yaşamak dediğim şey bir anda kayboldu,
İsimsiz şarkılar yazdırdı gidenler,
Dengesiz şiirler yazdırdı,
Çok yoruldum inan ki,
Şu deniz kenarında biraz oturalım,
İçimde yolculuklar var,
İçimde giden gidene,
Özlem de gidiyor artık,
Hasrette, sevgi de,
Sonbaharl
BİR SESSİZLİĞİN SONU
Şimdi bol sevinçli ilkbaharlar var düşlerde,
Yarım kalmış çocukluklar,
Ertelenmiş hayaller,
Ve bir kese kağıdına sarılı kırık kalpler...
Neyi nerden anlatmaya başlasam,
Sustuğum zamanlarda buluyorum kendimi,
Oysa insanlar konuşa konuşaydı,
Ben hep sessizlikle anlattım bir şeyleri,
Birilerine
SEVGİSİZLİĞİN ŞİİRİ
Ya sen anlamıyorsun şu bakışlarımı,
Ya gözlerin gören bir kör,
Ya baktığın yerde ben yokum,
Ya sen beni görmek istemiyorsun,
Hayat bir uykudan ibaret,
Yaşamak denilen şey uyanırsan şayet var,
Gece en çok hüzne davet
DOSTUM
Kendi düşen ağlamaz dostum,
Yarasını kurcalayan acıya katlanır,
Seven hüznü çağırır evine,
Ve sen hep yanımda olmalısın dostum,
İnsanlar,
İşte onların hepsi çekip gitti birer birer,
Aile dediğimiz şey hep bizimle bir
SENİ SEVİYORUM
Nasıl ve neden olduğunu bilmeden, sebep aramadan, sebep bulamadan. Öylece içimden geldiği gibi...
İnsan uyanıyor, görüyor, soluyor, yaşıyor, uyuyor ve sonra tekrar ediyor yaptıklarını. Hayat zorluklar çıkarıyor, mücadele ediyorsun. İnsanlar zorluk çıkarıyor, mücadele ediyorsun. İmtihanların oluyor
HERKES
Sanırım ayrılık bir vurgun kalbime,
Herkes beni bırakıp da gitti,
Yorgun düşlerim,
Ölmüş hayallerim,
Herkes beni bırakıp da gitti,
Sırtlasam da geçmişimi kambur gibi,
Geleceğim karanlık bir kuyu,
İnsan
BAZI BAZILAR
Bazı hikayelerin sonu başından belli olur, bazı insanlar gitmeye meyillidir, bazı kadınlar sevildiğini anlamaz, bazı erkekler sevmek nedir bilmez, bazı rüyalar asla görülmez, bazı anılar unutulmaz, bazı bazılar ne yaparsan yap aklından çıkmaz...
Bir yola başlarken korkar insanın gözü, bu yol sevd
MAYRA
Birazdan güneş
doğacak,
Takvimden bir
yaprak daha kopacak,
Baharı
müjdeleyecek bazı tarihler,
Bazı tarihler bir
yara gibi kalacak,
İnsan unutmak
demek,
Bazı şeyler
istesek de unutulacak,
İstemesek de,
YÂRENİM
Sızlayan şu düştüğüm merdivenlerin kanattığı dizlerimdeki yara değil yârenim, sızlayan kalbime açtığın kapanmayan yaram. Sızlayan kabuk bağladıkça kurcalayıp kanattığım, iyileşsin diye seni beklediğim yaram yârenim...
Her insanın yaraları vardır bu hayatta, kimisinin görünen yaraları vardır, kimisi
SAHİPSİZ YAZI
Seni yaşamanın şiirini yazmaya çalışıyorum uzun zamandır. Bir yanım her yaşadığını yazamazsın diyor ukalaca, bir yanım yazılmaz yaşanır diye tutturuyor havayla karışık. Peki seni yaşamak nasıl bir şey diye sorsalar bana?
Elbette bahara benzeteceğim seni her şeyden evvel. Bilirsin baharlara aşık bir
TOZ BULUTU
Ömrüm bir toz bulutunun içinde, rüzgar ne yana savurursa o tarafa doğru gidiyor. Kendime ve etrafımdakilere olan inancımı kaybediyorum artık. Hayat günden güne zorlaşıyor ve insanların gözünde bitmek bilmeyen bir hırsın büyüsünü görüyorum. Peki bu hırs kime ve niye? Yaşamak dediğimiz şey hayatta her
MEYHANECİ
Son bir şarkı daha çalacak,Öyle gideceğiz bu mekandan.Sessiz bir vedanın çığlığı olacak,Ve kadehler şerefe değil,Yaşanmayanlara kalkacak.Bazılarımız içine atacak bu zehriBazılarımız sarhoş kafayla karanlığaİnsan kusmazsa içindeki acıyıYa kendine yapacak kötülüğüYa sevdiklerineOlanlarsa artık haddi a
MUTLULUK
Mutluluk,
Görecesinde bir şekil alan,
Yırtık resimleri tek tek yapıştırıp
Arz-ı ifadeyi yüzüne kondurup
Kinayeli cümlelerle sabrı sükut eyleyen,
Bir fırtına cümbüşünde,
Korkak gevezeler güruhunu toplayıp
KIRILMAK
İnsan birine kırılınca dünyanın yaşanılabilir bir yer olduğu gerçeği siliniyor aklından. O anda tüm şehirler, dağlar, gökyüzü sanki üzerine yıkılıyor. Altında koca bir enkaz bırakan bu duygunun adını yine enkazın altından tek başına çıkmaya çalışırken daha iyi anlıyor. Öyle ki biraz çaba görse, bir
BİR HARF DAHA
Daha ne kadar yolum var bilmiyorum.
Daha ne kadar daha bu yaşamak denilen işkenceye dayanırım kestiremiyorum. Daha ne kadar üzülüp ağlayabilirim çözemiyorum.
Bir bilmecenin içindeyim. Harfleri buldukça bir şeyler kaybediyorum kendimden. Bir harf buldum çocukluğumu kaybettim. Bir harf buldum saflı
MAZİDEN ANILAR
Bazen bir şarkıyla filizlenir umutlar bazen yarım yamalak hatırlanmış bir hatıra ile. Ölen şeylerin hayata dönmesi imkânsız derler ama aşkın bu söz dışında tutulduğuna eminim artık. Çünkü bu duygu ölse de, bir yerlerde bir zaman karşınıza çıktığında sizi yolun ortasında öylece dikebiliyor dakikalarc
BÜTÜN HER ŞEY BU KADIN İÇİN MİYDİ?
Bütün her şey bu kadın için miydi?
Bütün şiirler, bütün şarkılar, besteler, yürüdüğün yollar, aştığın engeller, dayandığın olumsuzluklar, acılar, kaçtığın gerçekler, yorulduğun anlar…
Bütün hepsi bu kadın için miydi? Diye sordu gecenin karanlığında türkü söyleyen adam.
Evet d
BİZDEN OLMADI VESSELAM (SENDEN BANA YÂR OLMADI)
Kemanın efkârını
dinliyor gece
OKUMAYA DEVAM ET
MASA
Bir buz dağıyım bu aralar. Soğuk ve poyrazı bol, kurutup elleri ve dudakları en derinlerden kıran ve çatlatan, kremlerin fayda etmediği, ateşin ısıtmadığı o yer benim yanım, benim yüzüm, benim içim sanırım.
Öyle yorgunum ki gelme üstüme bu aralar. Dağıtmaktan korkmadığım zamanlardayım. Seni de dağ
BAĞIŞLANMAYI DİLİYORUM…
İlk defa yolun sonunu bu kadar çok merak ediyorum artık. Nerde nasıl bir vedaya tanık olacağım diye düşünmekten alamıyorum kendimi. Evet yirmibeş yaşındayım henüz ve yolun sonunu merak etmeye başladım. Etrafımda olup bitenler, dünyanın içine aldığı garip güruh, hesaplaşmalar, hesaplamalar ve bir sür
YARI YOLDA YARIM KALANLAR
Şimdi bir şeyleri yeniden yerine kaldırmanın zamanı. Bir şeyleri yeniden inşaa etmenin zamanı. O tozlu rafın tozunu alıp tüm aşk adına yazılan şiirleri bir sandığa kilitleyip oraya koymanın vakti. Yıkıp döktüğüm o kalın duvarları yeniden kendi ellerimle tuğla tuğla örerek kendimi muhafaza etme vakti
YALNIZ ŞAİR
Daha ilk günden başlamıştım bu sevda türküsünü yazmaya,
Yüreğimde notalanan şu şarkı sözlerini susturamıyordum,
Zaman geçmiyordu onu gördüğüm anlarda,
Ben durmadan koşuyordum içimde ona karşı,
Bir insanın bir insanı böyle değiştirmesi mümkün müydü?
Bilemiyor, yine de inanmak istiyordum,
Yorgun
YALNIZ MI YALNIZ-LIK MI?
Sabahın altısı daha. Uyandım ve karanlığı izledim. Gece boyunca uyuyamadım da zaten doğru düzgün. Bir yanım hep bir şeyleri düşünüp arzulamakla geçti. Böyle olmamayı diledim hep. İçimde tuhaf bir his ve içinde hep yalnızlık…
Cümlelerimi kuramaz oldum artık, hangi kelimeyi seçsem bir diğeri üzülüyor
BEN...
İçimde biriktirdiğim bu acının bir dışavurumu olacak elbette. Herkesin vardır bir yöntemi, benimkisi kağıda dökmek oldu çoktandır. Hayatın içinde yaşanan onca an, hatıra sonunda içerde bir yerlerde insana ukde olarakta, acı olarakta, mutluluk olarakta kalıyor. Bir şekilde her şeyin üstü siliniyor, t
YAŞAMAK DEDİĞİN
Yaşamak dediğin elbette acıdır birazda. Gün geçtikçe anı yaşadıkça biraz daha ağırlaşırsın kalbin biraz daha zorlaşır ve sen hep eskiye bir özlem duyarsın.
Yaşamak dediğin elbette zordur birazda. Bazen sevdiklerin seni kırar bazen sen onları kırarsın yine de aranızda kopmayan bir bağ vardır ve hiç
BAZI ZAMANLAR VARDIR…
İnsanın kalbinin ağzında attığı zamanlar vardır. Deli gibi korkup sonsuz bir heyecanla koşturduğu zamanlar. Sevdiklerinin acısı bir başkadır yüreğe, hiç tanımadığı insanların çaresizliklerini izlemesi bir başka. Vicdanı olana her ikisi de aynıdır elbette. Zor bir hayatın zor olan yaşam koşulları ara
YENİDEN
Ya aklımı duyguma karıştırdığım gece,Duyguma ihanet edersen…
Bu hayatın bir dönüm noktası olacak elbette. Her şey böyle yarım yamalak ve ters gitmeyecek. Bir yolum olacak en nihayetinde, ışıklar koyup, çiçeklerle süsleyeceğim. Attığım her adımda geçmişten kurtulduğumu hissedip o kötü anılar
SON BİR DEFA VE YENİDEN…
Hiç görmemiş olsaydım seni, yine de bilmediğim suretini beklemeye devam edip hayatımı sürdürürdüm elbet.İnsan her duygunun en ücra köşelerine kadar gezinmeyi seven bir varlıktır. Hüznü de dibine kadar yaşayınca anlar mutluluğu da. Kısa süren mutluluklar akıllarda kalan en önemli şeydir. Bunun sebebi
BİR GEÇMİŞ VE AN MESELESİ
Kelimeleri diziyorum boğazıma bu aralar,Söylemek isteyipte söyleyemediğim kelimeler,Susmak o kadar acı geliyor ki yüreğe,İnsan bazen sessizlikle savaşıyor,Bir şeyler yolunda giderken her şey bahar,Gözardı edilen her şeyin bir görüntüsü var,Zaman belki karşımıza çıkartmaz diye düşünürken,En beklenmed
OLANLAR, OLDURULMAYA ÇALIŞILANLAR...
Yeni bir şey öğrendim hayattan. İnsan bazen olanlarla değil de oldurmaya çalıştıklarıyla yürürmüş hayat yolunu.
Olanlar hiçbir zaman kıymetli olmuyor insanın gözünde. Çünkü elde ettiğini, elinin altında olduğunu biliyor. O his aslında hepimize hatalar yaptırıyor oysa. Olanları değil de oldurmaya
BEDEL
Hayatta bazı şeylerin bedeli vardır.
Bazı tercihlerin, bazı kararların, bazı durumların ve bazı anların…
Yaşanmış veya yaşanacak her şey birer bedel üzerine kurulmuştur ve ne yazık ki eninde sonunda hayat o bedeli bize ödetir. Bu bedellerin yarısı kendi tercihlerimizdir diğer yarısı hayatın
GERİYE KALAN...
Her günden sonra, her geceden sonra, her yoldan sonra, her insandan sonra, her aşktan ve her duygudan sonra. Geriye kalan…
Yarım bırakılan kalpler ve duygular var hayatta. İnsanların ne denli acımasız olduğunu anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum artık. Çünkü herkes bir şekilde gidiyor hay
GÖNÜLLÜ
Bazı adımlar vardır gönüllü atılır,Tereddüt etmeden başlarsın yürümeye, OKUMAYA DEVAM ET
BEN
Yorgun yıllarım var geride bıraktığımHüzün ile karışık mutlulukları harmanlayıp OKUMAYA DEVAM ET
SENİ DÜŞÜNDÜM
Ben bu girdaplı dünyada
hep yalnızdımKelimelerim hep kendi gölgemeydi
OKUMAYA DEVAM ET
SEVMENİN ANLAMI...
Sahi o şarkıyı o gece kaç defa dinledin?
Bilmem, başa sarmaya başladığında ben bende değildim.
İşte bazı sonların başlangıcı böyle başlar. Bir şarkı açarsınız ve o gece o şarkıyı kaç defa dinlediğinizi bilmezsiniz. Çünkü şarkıyı dinleyen değil şarkıyı yaşayan olursunuz o saatten sonra. O şarkı o
BAYRAM
Bir bayram daha geçti ömürden. Bir çizik daha atıldı ömür defterine inceden. Bir yaz günü daha yaktı tenimizi. Bir mevsimi daha geride bıraktık şimdiden…
Neler değişti hayatımızda bu bayramdan sonra? Yahut bayramın ne olduğunu tam anlamıyla anladık mı gerçekten? Sahi bayram neydi?
Yıllar geçti bay
İKİLEM…
Kırılmış bir kalemden dökülen mürekkep gibiBende savrulmuş dökülüyorum sana ansızınYüreğimde taşıdığım sevdanın yükünüNe yapsam hafifletemiyorum bu aralarKırmadığım kadar pot kırdın insanlara karşıİçimde saklamaya çalıştıkça belirginleşiyorsunGöstersem sevgime yazık olacak biliyorumGöstermesem içimd
AŞK HAVASI
Bir kadını yazıyorum bu gece kağıdaKalbime kazıdığım her zerresiniBir bir döküyorum cümlelerin akışına Dilime gelmeyenler var yan yanaykenKalbime mühürlediğim sevdanın buruk tutkusuBir şeyleri hep kursağımda bırakmaya meyilliOysa aşk cesurların işidir sultanımSana korkaklık yakışmazBana gri cümleler
SORULARDA SAKLI SIRLAR…
Sana geldim diye mi bunca kaçış?İnsan hep kendine geleni iter mi böyle?Ben kaybettiği güzelliği sende görmeye niyetlenmişBunu hissetmişVe ilerisini gerisini düşünmedenSana gelmiş bir senim aslındaSen bakmaya mı niyetli değilsin?Bakmak istediğin mi ben değilim?Hep mi yarım kalacak bu aşkın demi?Bir y
BİR YARIM ŞAİR…
Sanki bir nefes kadar yakınım mutluluğaSanki adım atsam yanındayımElimi uzatsam tutacak gibiyimZaman hızla akıp gidiyorGözlerimde bir film şeridi gibi hayatBen nerede mutlu olacağım diye düşünüyorumYakınken dokunamamakBulmuşken sahip olamamakZor geliyor böylesi bir durumda kalmakAttığım adımları ger
YENİDEN...
Yavaş yavaş başlıyorum yaşamayaİçimde biraz umut kırıntısı bularakBir şiir yazıyorum önce geceyeSonra kendimi adıyorum aşkın lehineÖyle herkesin harcı değildir aşka adanmakHerkes sever dünyadaHerkes sevemez benceHakkıyla yapılan her işin tadı bir başkadırYemeği hakkıyla yaparsan önce nefsin doyarİşi
ÖLÜ RUH YARALI BEDEN…
Oysa beni mahveden bir akşamüstü rüzgarıydı,Öyle serinden,Öyle derinden,Kısılmış gözlerim,Dağılmış saçım,Güneşten bunalmış tenime,Bir nefes gibi dokunan,Yoksa ben aşık olmazdım bu saatten sonra,Ne gecenin hatırı kalmıştı bende,Ne de aşk şairlerinin…Kelimelerimi boğazıma ilmik ilmik dizip,Ciğerlerimd
BAZI BAZILAR...
Susarak başlamıştım yeniden yaşamayaSessizlik en büyük çığlıktı duymak isteyeneOysa baharlardan gelmiştim benÇiçekli bahçelerdenUçan kuşlardan
BİR ÖYKÜNÜN AŞKI...(1)
Derin bir nefes alarak uyandı uykusundan. Sonra sokak lambalarına baktı yanıyordu hâlâ, güneş doğmamıştı tam olarak. Ağustosun son günlerinin geceleri serinletmişti havayı. Ürperdi ve üzerine hırkasını aldı. Balkona çıkıp sigarasını yaktıktan sonra üç beş tane kalmış yıldızları seyretmeye başladı. S
BİR ÖYKÜNÜN AŞKI…(2)
Aşk gittiğin değil gidemediğin kapının önünde açılmasını beklemektir…
Zor bir cümleydi ve anlamı insanı düşünceye itiyordu. Aklına tek bir isim gelmişti başkası olamazdı. Oysa çoktan bitmişti aşk denilen şey aralarında. Zor olmuştu ama aşmıştı yokluğunu. Artık eskisi kadar düşünmüyor merak etmiyord
BİR ÖYKÜNÜN AŞKI…(3)
İçeriden gelen ses bir erkeğe aitti ve sevgilim diye sesleniyordu. Zaman durmalıydı veya akmalıydı deli gibi bir hızla. O an bir şekilde geçmeliydi. Kendini dışarı attı nefes almak istedi. Zorlanıyordu ve kızıyordu kendine. Ne yapacağını bilmiyor yürüyordu sadece. Evinin yokuşu ona sanki on yıl gibi
AYRILIKLAR GECESİ…
Sırası gelmişken ışığı kapatmalıyım artıkZira karanlıkta hafifliyor acımDindirmek için uğraştığım zamanlarım olduKendimle kavgalarımSeninle sevişmelerimYoruldum bu ikilemli girdaptanSessizliğe büründümGece şimdi başlıyor benim içinİnsanlar çoktan uykusunda, rüyasındaBen karanlıkla baş başaRomantik a
EYLÜL 2023...
Giderken beni de götürmeliydin bendenBöyle bırakmak adil değildiYarım kalmış bir şiir gibiydimTamamlanmayı bekleyemezdimÇünkü gitmiştinÇünkü kelimeler boğazıma düğümlenmiştiÇünkü zaman durmuştu veda busendeBen kendimi savurmuştum boşluğaİçimde bıraktığın o derin boşluğaDönüşü olmayan gidişinle birli
UMUTSUZ...
Gam yüklü bir kervanım artık divandaİçime sığmayacak kadar doluyumYüreğimi yakıp kavuran hüznüHangi kelimeye döküp anlatayımBilmiyorumOysa çocukkenKüçükken o kadar da fazla değildi ağlamalarımAcıların sadece ismi değişiyor zannederdimÇocukmuşumBüyümek için can atarkenBüyüdüğüm zamanlarınBüyük acılar
DAĞ...
Büyük büyük taşların, koskoca dağın başınıza yıkıldığı zamanlar vardır. Sizin kaçmak için hiç çabalamadığınız hatta sırf altında kalıp yok olmak istediğiniz büyük enkazlar vardır. Yürekteki yangını bastıramayan bedendeki yangınlar vardır bazen. Verdiğiniz zararı karşılayamayacağınız zamanlar vardır
EFKÂR…
Ben anlamıştım en başındanBu dünya için yarım olduğumuBir dengemin olmadığını değil deHiçbir yere ait olamadığımıHerkesin dünyasında bir liman olduğunu görmüştümHerkesin durup dinleneceği bir durağının olduğunuKendimi bir dev aynasında görmüştümKüçücüktümGörünmezdimBilinmezdimFarkına bile varmamıştı
KALABALIK...
Bir tutam yalnızlık serp hayatıma,Öyle kalabalık ki etrafım,Adım atsam birilerine çarpıyorum,Üzerimde aşktan kalma hırka,Saçlarımda gurbetin buz kesmiş ayazı,Özlem duyduğum ne çok şey var böyle,Ellerim kenetli birbirine,Sıcak bir soba kenarında olmayı hayaller,Kalbim huzurlu değil,Bu kalabalık beni
ŞİİRİN DİLİ…
Daha bu şiirin ilk mısrasındayım benDaha seni yazmaya başlamadım bileGüzel sözleri hep sona saklarım benİçimde birikmiş ne varsaHepsini bir kalemle kağıda dökmeye hazırımYaşamak insanı nefes almaktan ayırıyorYürüdüğü yolların anlamınıYürüdüğü kalple anlıyor insanYaşadığının anın kıymetiniKiminle yaş
SENDEN YOLUM GEÇMEZ ARTIK…
Bir gece vakti radyosunu açan bir adam önce sigarasını yakıyor sonra şarkının sözlerine takılıyordu. Durduk yere öyle bir şarkı dinleyip kapatacağı radyo ona binlerce anlamlar yükleten bir şarkıyla onu dakikalarca kilitliyordu duvara.
Şöyle diyordu şarkıda ‘’Senden yolum geçmez artık, bilmedin beni
BENİ ANLAMANI DİLİYORUM…
Beni anlamanı diliyorumVazgeçtiğim yolları böyle anıyorumDersen ki bir gün oturup konuşalımYine de sana anlatamam halimdenZorunda kaldığım şeylerdenDünya herkesi bir defa yeniyor yaşamı boyuncaBen seninleyken yenildim dünyayaSon dakikalarda en güvendiğim yerden yedim golüSavaştım çabaladımYüreğimde
BİR İNSAN YAŞAMI…
Anlıyorum bu şehrin derdi benimleÜşütüyor geceleri kalbimiYok olmak için attığındaVar diyebilmeyi umut ediyorum çoktandırYaşamak zor geliyor artık yüreğimeBen ben olmaktan çıktımGidiyorum bensizliğeKaybolmayı ben istememiştim oysaBu yitip gidişi ben hayal etmemiştimOlsunHayal ettiğim hangi şey oldu
MUTLULUK VE ACI…
Kar yağmış bu şehrin ayrılık kendineBeyaza bürünmüş tüm acılar, hüzünlerYeni başlıyor yaşamak benim içinYeni sevdalar beni çağırıyorÖyle yaÖlenle ölünmüyor dünyadaGidenle gidilmiyorHer gün yeni bir gün doğuyorYeni sınavlar, yeni imtihanlar oluyorYüreklerimizin harı hiç bitmiyorHayat bir şekilde bize
KENDİ HATAM...
Bir yaşam çiziyorum kendime artıkBir yol beni bambaşka şehre götürüyorUzun cümleler kuruyorum kendimeKendimi kendimde kaybolurken buluyorum
TAMAM ANLIYORUM KÖTÜYÜM…
Tamam olmuyor, düzelmiyor, yoluna girmiyor. Uğraşıyoruz, çabalıyoruz, didiniyoruz ki bir şeyler gönlümüzce, istediğimiz gibi olsun. Hayat bir defa da olsa bizim yüzümüze gülsün, bir defa olsun şanslı olan taraf biz olalım. Yüreğimizde ki şu kapanmayan yara biraz olsun kabuk bağlasın, kafamızın içind
SAKLI SEVDA…
Elbette seni yazacağım bu hayatımaElbette şiirlerin şahı diye seni okuyacak geleceğimGeçmişim buruşturup attığım bir kağıt parçası artıkÇöp kutusunda sobaya atılmayı bekliyorYanmaya ve kül olmaya hazırBen sana nazırBen sana hazırYüreğimdeki yağmurlardan haber verBirlikte ıslanalım mı?Bu şehir çok ki
HÜZÜN GECESİ…
Oysa yaşamak bu değildi,Mutluluğu bir sigara dumanında aramak,Bir şişenin dibinde,Bir giden kalbin içinde,Ben böyle bilmiyordum mutluluğu,Böyle öğretmemişlerdi çocukken,Büyüdükçe üzüleceksin,Üzüldükçe alışacaksın mutsuzluğa,Diye söylememişlerdi bana,Kimsesiz gecelerde yıldız sayacağımı bilsem,Yalnız
BİR ŞEYLER…
Şimdi bir şeyleri tersten yorumlayalım istiyorum. Mesela yağmur bize yağmasın da biz yağmura yağalım bugün. Şöyle sırılsıklam edelim göğün bulutlarını. O yeryüzüne ağladığını düşünürken, bizim ağladığımız şeyler nelermiş bir bilsin istiyorum. Ertesi gün gökyüzünün sarı çiçeği güneşle yorumlayalım bi
GÖRDÜĞÜM BİR MANZARADAN ÇOK FAZLASI…
Galiba bu hayat bir şans meselesiZaman beklenmeyen bir hancı hayatımızdaGelip geçiyor sürekli anılarımızın üzerindenİnsanlar hep bir koşturmacanın içindeDünya yetmiyor artık yaşamayaBaşka bir gezegen bulalımBu şehir bizi yan yana getirdi yaİşte o zaman bizim gezegenimizGitmek başkalarına has bir mev
ÖLÜMLE YAŞAM ARASINDA BİR ŞİİR…
Bir ölüm marşı var kulaklarımda çınlayanBir çocuğun beşikte ağlamasıBir delikanlının yere yığıldığı o ölüm anıBir ihtiyarın yokuş çıkarken kesilen nefesiHepsini topla şimdi zihnindeBen hepsinden bir parçayım aslındaGeceyi kızıla boyayan kar soğuğu içimdeDepremlere yer arıyor yerinden oynatmak içinGü
GECE SARSINTILARI…
Gecenin bir hükmü var karanlıktaSiyah en çok benim odama yakışıyorVe elbette zifiri cümlelerdeŞimdi ışığı açmaya üşeniyorum artıkKalkarsam düşerim koltuktanOturdukça oturası geliyor insanınÖyle bir zamandayımÖyle bir yaşamdaÖyle bir haldeyimÖyle bir hayattaGeriye dönüşüm kalmadı artıkİleriye gidişim
YORGUN BİRİ…
Yorgun biriyim artık benSaçları dökülmüşSakallarına ak düşmüş biriyimRuhuna bir ihtiyar bastonu alarakBedenini hayatta tutmaya çalışanGönlünün bahçesi solmuş biriyimHangi şiirde vardır yaşama sevinci?Hangi kitabın cümlesinde bulurum kendimi?Hangi şehir benim şehrimdir ölmeden önce?Bilsem belki farkl
SÜRGÜN…
Hayatı tarttıkça gönül terazisindeSürekli eksilen bir şeyler görüyor insanBir gün sevgisi eksiliyorBir gün güveniBir gün acısını unutuyorBir gün hüznün ta kendisiniYaşamak bambaşka bir mevzuymuş anlaşılanİnsan yenildikçe yeniden başlıyormuşBoşuna dememişlerYenilen pehlivan güreşe doymuyormuşOysa baz
ADI NE OLURSA OLSUN…
Kimisi Züleyha diye kuşlarını sevdi, onlara anlattı aşkını.
Kimisi Leyla diye bir ağacın gölgesinde soluklandı, ona yazdı şiirlerini.
Kimisi Elif diye bir deniz kenarında oturdu, izledi saatlerce karanlığı.
Kimisi Ebru diye geceyi bildi, resimlerle süsledi odasını.
Herkes bir şekilde sevdiğini b
GECELER...
Şimdi beni sensiz kör kuyulara attılarGecelerBildiğin gibi değil gecelerYa şu kalbime tahtını kur artıkYa kalbimi yerinden söküp atBir türlü sızmıyor yüzünden başkasıSeni istiyorSeni çağırıyor her sabah yenidenBir kadın diye söyleniyorum içimdenBir kadın bir beni ancak bu kadar etkilerYüreğimde ki g
AŞK DENEMESİ…
Seni kağıda dökmeye hazırlanıyorum bu geceBu gece seninle birlikte olmak istiyorumYerin yurdun neresiyse söyleBen kuş olmak gelmek istiyorumYüreğime diktiğin şu elma ağaçlarına bakHer dalında ayrı bir çiçekHer yaprağında ayrı bi hevesSenin kokunla bürünmüş her yerSenin kokun benim hapsolduğum cennet
AŞK’IN AŞK HALİ…
Bilsem, seni bilsem ezelden ebedeİçimdeki yangını söndürsemYüreğine dokunsam incedenSonra bir aşk şarabı içsemDudaklarının kenarındanGörsem, görsem manzara güzelliğini yakındanBir bardak çaya hasret kalsamSarsam kollarıma seni gecedenSarsam da kokunla uyusanSevsem, sevsem seni kırıldığın her yerdenY
DÜNYA HALİ...
Ne zaman bitecek bu dünya sürgünü?Hiç mi oluru yok mutluluğun, huzurun?Acıyı en derinde hissetmek mi lazım hep?Olmayacaklara meyilli olmaya ne gerek?Yaşıyorum işte hayatıBir şekilde devam ediyor dünya dönmeyeGece gündüze karışıyorGüneş yıldızlaraHerkese bir şeyler yazılmış bu dünyadaBana hep acı hep
DELİCE BİR GAYRET
Kapana kısılmış bir duygu güruhu var içimdeYaşım ilerlemiş,Yüzümdeki çizgiler belirmiş,Saçım sakalım beyazlamış,Ve yorulmuşum dünya denen bu yerdeTıpkı bisikleti dengede tutmak gibi geçmiş ömrümSağ kolum evdir, iştir uğraştaSol kolum sevdayı tartmış yıllarcaBeklemek kelimesini avuç içinde saklamışBe
BERİA...
Ne zaman bu düşünmekten kurtulurum?Söyle artık BeriaNe zaman kendi kendime konuşmaktan yorulurum?Ne zaman biter bu duygu ızdırabım?Hani gidene zordu yaşamak?Hani kalan bir şekilde yoluna devam ederdi?Giden gideceği yeri çoktan buldu BeriaKalan dağıldı bir bahar sabahı rüzgarıylaİçini döktü yeni açıl
AŞKA UYANIŞ…
Zor olacak biliyorum senin içinÖnce biraz afallayacaksınSonra durup düşüneceksinNe yapıyorum ben diye?Hiç yaşanmamış olmayı isteyeceksinHiç yaşamamış olmayıBelki zorlayacak güzel kalbiniBelki tüm bedenini bir şüphe saracakAklına kazınan şeylerden dolayı için rahat etmeyecekBiraz duracak düşüneceksin
BİLİYORUM
Yaşamak anlamını yitirdi artıkYaşamak çekici gelmiyor hiçbir yanıylaBüyümek dedikleri şey çokta iyi değilmişNeden hevesle büyümeyi ister ki insan?Acıyla karşılaşmayı bu kadar çok mu ister?Sırtından vurulmayı,Sevip sevilmemeyi…Hangi yönden bakayım şimdi dünyayaAğladığım pencereler kapanmıyor artıkKil
BU GECE…
Bu gece o geceydi işte sevdiğimBu gece ellerine en çok ihtiyacımın olduğu geceŞimdi karanlıkla baş başayımSessizliğin koynundaSenin hayalinleTenime işleyen soğuk rüzgarıSıcacık hayallerimle eritmeye çalışıyorumYıldızlar bulutlara gizlenmişYağmur damlaları düşüyor saçlarımaBir paket sigarayı bir saat
GİTMEM GEREK…
Gitmem gerek,Sıralı veya devrik bir kaç cümleyleKaranlığı idam edip,Güneşi pusula yapıp,Seni ve dahi aslında beni geride bırakarak...Yorgunluğu ayaklarımda hissedip,Kurguladığım bu hayat düzenindeKaldığım huzursuzluğun tam ortasınaMıh gibi bir söz çakıp,Usulca,Ve hızlı adımlarla,Kulaklarımı tıkayıp,
BİR ŞİİRDEN ÇOK FAZLASI…
Sen bir şiirsin benim ömür kitabımdaBirinci sayfaya çizilmişÖyle zarif ve öyle narinGözlerinin kıyısında denizler olanSaçlarının telinde çiçeklerEllerinde huzurAvuçlarında mutluluk tutanŞimdi ben bu sayfayı çevirmek istiyorumSen bir şiir oluşundan habersizBenim kitabımı yırtmak istiyorsunBir masaldı
ŞİİR KADIN
Bu kadın bana yabancı artıkBu kadın benim sevdiğim kadın değilElleri sarmaşık dolu beni boğmak içinHavası sisliBakışı bulanıkYüreği zalimSevgisi bitikŞimdi ben oturupta ne anlatayım kalemeHer şey gözle görülür olmuşİçimde bir sevgiÖldürmeye çalıştığımÇalıştıkça daha çok dirilenDirildikçe beni kendin
KENDİSİNE...
Zalim bir kadın var gözümün önündeVicdanını kiraya vermiş bir kadınKalbinin yerini unutupDuygularını öldürmüş bir kadınTecrübe etmediği sevilmeler yaşattım onaYüreğini sararak mutlu etmeyi vaat ettimElini bir ömür tutupGözlerinin içine ölüme kadar bakmayı söyledimYine de mutlu edemedim kendisiniYine
UĞURLANAN KADIN…
Sonra bir yol çıkar karşına anidenSen adım atmayı umut diye görürsünBakarsın etrafına kimse yokElini tutan çoktan bırakmış seniYarım bir şiir kalmış masadaki kağıttaSonra biraz hüzün varSonra hayallerin idamını izlersinSonra kendiniVe en çok kendiniZor gelir yeniden başlamak her şeyeYine de bu savaş
TEK BAŞIMA…
Ben gittiğim her yoldan tek başıma döndüm. Bazen kendim girmek istedim o yola bazen birine inanarak girdim. Bazen duygularım istedi girmemi o yola bazen birinin sözleri yine de her defasında inanarak girdim o yollara ben. Hiç gözümü kırpmadım girerken, hiç geriye bakmadım yürürken hep ilerledim hep
İSTESEMDE DURDURAMIYORUM…
Sana geliyorum yine her gittiğim yerdenUyuyorum uyanıyorumKalkıyorum ve sana geliyorumİçimde bir bayram cümbüşüSeni seviyorSeni istiyorum her anımdaYollar bitmiyor sana gelirkenZaman geçmiyorİnsanlar durmuyor etrafımdaGüneş yakmıyor tenimi yazınAyaz üşütmüyor bedenimiSen varsan kalbimdeHiç uğramıyor
ÜZGÜNÜM...
Bir film gibi geçiyor hayatımızSenaryonun yarısı bizim elimizdeYarısı önceden yazılmışBir kendi yazdığımıza hep fazla inanıyoruzOlacakmış gibiOlmuş gibiGüzelmiş gibiOysa önceden yazılanı da görmek lazımNeyi nereye kadar yaşarız bilmiyoruzBen kendi filmimi izliyorum kendimdeHiçte yolunda gitmiyor baz
SEN YOKSAN YANIMDA…
Kazılmış kuyu bu şehrin her yanıSen yoksan yanımda neyleyim mutluluğuGezmişim her acının her hüznün eviniSen yoksan yanımda neyleyim yatağa döşeğiSabahı sis basmış, geceyi kurtlarAşkı zalimce vurmuşlar gönül kafesindenÖtmez olmuş kuşlar, bülbüllerSen yoksan yanımda neyleyim baharı bahçeyiKim söylemi
BİR KADIN VARDI…(2)
Bir kadın vardı yüreği olmayanBaktıkça yağmurlar altında ıslandığımŞimşekler çakarken karşımdaOnunla olmak için dimdik ayakta durduğumBir kadın vardı kalbini açamadığımNe yapsam da bomboş kalan ellerimiBir türlü dolduramayıpYine ona koştuğum yollardanBaşım eğik döndüğümBir kadın vardı elini tutamadı
YORULDUM…
Yoruldum dünyanın bu adaletsiz yanındanBir yanda hep bahar varBir yanda hep kışİçimi ısıtan güneşin bileArdında koskoca bir alev topuYaklaşsam yakacak beniUzaklaşsam donacağımBen belki bu şekilde yaşamaktanBilmem kaç yaşında usanacağımYoruldum dünyanın bu hüzünlü yanındanİçimi döktüğüm bir kalp olsa
YAŞAMAKLA ÖLMEK…
Sana gelecektim oysa benBambaşka bir hikaye yazmak içinKendimi bulmak adına çıktığım bu yolaSana karışarak devam edecektimBiliyordum üzülecek yorulacaktımYine de sevecektim bir ömür her haliniSana dokunduğum anları ezberleyecektimSeni öptüğüm zaman kopacaktı kıyametimizBiz diye bir şey vardı kalbimd
KIRDIM KALEMİNİ…
Kırdım kalemini o son sevdanınİçimde ölen öldüKalan sağlar benimdir artıkYürüyorum ecelimin üzerine doğruBen geçmişimi çoktan sildim artıkİstemem hatıralarla kaplı o eviGüvenmem hafızamın anılar defterineYüzümde tebessüm kalmadıİçimde umutSakallarımda beyazlar çoğaldıYüreğimde kuruntuYaşamak bir adı
NİYE BÖYLE OLDU…
Yanlış bir çok cümle kuruyorum artıkDoğrularım azaldı ve gittiYaptığım her şey gözüme batıyorNefes alışlarıma bile tahammül edemiyorumOysa hayat bu değildiBen böyle hayal etmemiştim küçükkenBir şeyler hep umuttu benim içinYaşamak savaşmaktıVe kazanmaktı tüm karamsarlığa ve karanlığa rağmenYoksulluk
DERT ÇAYI…
Büyük aşkın büyük celladını tanıyalım biraz isterim bu gece. Siz bilmezsiniz neler yapar nasıl yaşar ve nasıl yorar? Hepsini anlatacağım size önce bir çay içelim.
Bilirsiniz çay her şeyin biraz fazlasıdır. Dert ortağının, güzel manzaranın, hüzün yağmurlarının…
Çay demlenirken biraz sohbet edelim s
ELVEDA BUSESİ…
Kökünde sükunet var bu ağacın,Dalında kelam,Bir baharı seslendirir yaprakla,Çiçekle,Bir toprağa susar her mevsim,Canında canandan bir kalıntı,Ha yeşerecek bu bahar,Ha sararıp kalmış meyvesi,Buhran yüklü gövdesiyle,Ölüme göz kırparken,Nasıl da yeşillik bekliyor bencil orman bitkisi,Sıska bir böcek ke
EYLÜL 2024…
Şimdi bir yağmur çisiltisinde yazıyorum bu mektubuYazı bitiyorum kışa dönüyorum yüzümü“Her şey bir anda anlamsız gelecek” diyor radyoda Sezen AksuSahi tükenecek miyiz seninle sevdiğim?Aşk denilen şeye ilk defa bu kadar araftayımBir ince çizgi ki üzerinde yürümek güçKendimi sakınıyorum bıçağın keskin
BEN SENİN İÇİN…
Ben senin için pencere önü çiçeğiyimEvin havalansın diye balkon kapısını açtığındaİsteğin temiz havanın içeri dolmasıydıBen değildimBen senin için kıyafetlerini astığın dış kapının mandalıyımSadece günün veya haftanın belirli günleriVe belirli miktarda bana ihtiyacın olanVe işin bittiğinde beni diğe
ÇIK AKLIMDAN…
Çık aklımdan...Bir damla gözyaşıyla süzül dudaklarımaHeveslerini kursağımda bırakSevgimi kül tablasının sol ucunda söndürDoldursun dumanı ciğerlerimi,Külü bedenimi...Çık aklımdan...Gereksizce hüzne boğma hatıralarımıHesaba çekme an be an zayıf kahramanımıPeşinden sürükleme onca yarınlarıKoy bi uçurt
BEN ARTIK...
Bir kere kötüye gitti mi her şey?Ardı kesilmez bu sıkıntılarınİçimi dağlar şu dünya hayatıBen artık nefes almaya halsizimYüreğimin içinde taşıdığım hayatKâh beni yaralayacak kâh beni büyütecekBüyüdükçe attığım adımlar azalacakBen artık nefes almaya meçhulümYürü şimdi diken kaplı yolların içindenBakm
HER ŞEYİ UNUTUR MU İNSAN?
Her şeyi unutur mu insan?Bir yaprak düşüyor oysa sonbaharda ağaçtanSonra savruluyor esen her rüzgardaYeri yurdu belli değilKendini durduramıyorGüç, katıyor önüneOlmaz yerlere götürüyorYerini terk eden her şeyin sonu bu mu?Bir çiçek açıyor ilkbaharda ağaçtanSıcakla birlikte olgunlaşıyorMeyve oluyorBi
BOŞLUK
İçimde kocaman bir boşluk varNe yaparsam yapayım dolmuyorEksikliğin hissini kapatamıyorumZamanı geçiyor yaşamanınVe ben boşluğumla birlikte yaşamaya çalışıyorumSabah oluyor önceGeceyi bitirip güneşe dönüyorumGün geçmek bilmeyen bir huzursuzlukİçimi boğuyor güneşin sıcaklığıHer yer aydınlıkHer şey dü
BOMBA...
Bir bölüm daha açılıyor ömür penceresinden. Her gün başka bir yaşama uyanıyor insan. Az önce sen uyandın mesela. Bir saat sonra bir başkası. Herkesin gündüzü bir olmuyor elbet. Kimisi gün ağarmadan yollarda buluyor kendini. Kimisi öğleni geçiriyor uykuyla. Kimisi çıkmıyor evinden hiç, kimisi evine g
SALINCAK
Boynunda bir zarif kolye,Elleri pamuktan dokunmuş kumaş,Sarar yaralarımı geceleri,Örter tüm korkularımı yanımdayken,Geceler sen olmalısın diye böyle güzel,Gündüzün nazı sana kavuşmak için,Adımlarım bu yüzden bu kadar aceleci,Kalbimde notası hazır besteler,Kalemim yerinde duramaz olmuş,Kağıdın gözü m
BENİ ÖLDÜRECEKSEN…
Beni öldüreceksen şayetBu gece öldürYarına çıkarsam benBen olmaktan vazgeçerimSen olan yanım kangren oldu olacakBeklemek zindanıymış insanınBir kadını böylesi beklemekDöküldü şimdi gözyaşlarım avuçlarımaSöküldü tüm ciğerim yerindenKaçıp kurtarmalıyım kendimi bu cenderedenSen olan yanım kangren oldu
HASTA...
Ağır aksak bir kaç adımla,Koşarak geçtiğim bahçelerin yanından,Yine yıllar sonra koşmaya meyilli kalbim,Ve bedenim nefes nefese,Yine kendi etrafında dönen bir rüzgâr gülü,Edası bin cihana değer bir çalım,Yollar eskimiş,Evler ağaçtan,Örtme bir kaç haneden sonra,Yine tuğlalı binalar inşa edilmiş,Her ş