Lavinya Dergisi

NİYE BÖYLE OLDU…
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Yanlış bir çok cümle kuruyorum artık
Doğrularım azaldı ve gitti
Yaptığım her şey gözüme batıyor
Nefes alışlarıma bile tahammül edemiyorum
Oysa hayat bu değildi
Ben böyle hayal etmemiştim küçükken
Bir şeyler hep umuttu benim için
Yaşamak savaşmaktı
Ve kazanmaktı tüm karamsarlığa ve karanlığa rağmen
Yoksulluk zordu
İmkansızlık ağır
Elleri bağlıydı çoğu insanın hayalleri için
Dünya kötüydü
Ben yine de umutluydum kendimden
Niye öldürdünüz ki içimdeki umudu?
Niye böyle oldu?
Düşünmekten kendimi alamıyorum artık
Düşünceden ibaret bedenimi idare edemiyorum
Durduk yere seyrelen gözüm
Titreyen ellerim ve sesim
Çıkmayan cümlelerim ve canım
Biraz üzgünüm kendi adıma
Biraz da insanlar için endişeli
Nereye gidiyor bu hâl?
Nasıl olacak onca şey?
Kendi derdine yan diyor içimdeki aşık
Sen kendini kurtar bu dünyadan
Herkes kendinden sorumlu
Ya sevdiğim insanlar?
Ya sevmekten vazgeçediğim?
Hadi kır şu şeytanın belini artık
Sen gel ya da beni çağır yanına
Yağmur yağar belki
Şansımız varsa gök gürler şimşek çakar
Yıldırım gibi düşerim pencerenin önüne
Umudumu yeşertirim yağmurlarında
Kendimi yaşatırım belki
Sevmek iyi gelir ruha, bedene
Bir tanıdığım söylemişti bunu
Yaşamak birini sevmekle başlar
Ve ölüm yaşama sebebini kaybettiğinde sayar geri sayımı
Ben hangisine daha yakınım belli değil
Beni öldürmekle sevmek arasında gibisin
Ben yaşamaktan bıkkınım zaten
Ellerini kana bulama isterim
Sen dur kenarda
Ben zaten sensiz bir kenarda
Sessizce ölür giderim…