Lavinya Dergisi

GECE SARSINTILARI…
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Gecenin bir hükmü var karanlıkta
Siyah en çok benim odama yakışıyor
Ve elbette zifiri cümlelerde
Şimdi ışığı açmaya üşeniyorum artık
Kalkarsam düşerim koltuktan
Oturdukça oturası geliyor insanın
Öyle bir zamandayım
Öyle bir yaşamda
Öyle bir haldeyim
Öyle bir hayatta
Geriye dönüşüm kalmadı artık
İleriye gidişimde
Yerimde saymaktan sıkıldım
Ve ceviz kabuğunu doldurmayan sebeplerden
Ve insanlardan yıldım
Kime sarılsam içimin karanlığı oldu
Kimi sevmeye çalışsam sevgisizliğimin mimarı
Ben kör bir adam oldum artık
Derler ya aynada gördüğüme inanırım bir
Ben aynada gördüğüme de inanmıyorum artık
Öyle soğudum yaşamaktan
Öyle soğudum kendimden
İçimi açıp bakmayı isterdim bazı geceler
Söküp yeniden takmak
Üfleyip tozunu almak isterdim
Ya da kuvvetli bir darbeyle tamir etmek
Mümkün olsa bazı şeyler keşke
Bazı şeyleri başa sarabilmek
Zaman geçip gittiği diyarlara bir daha uğramıyor
Saçlarımdaki akları silmiyor
Gözlerimde ki yorgunluğu dindirmiyor
Geçip gidiyor
Değip mahvediyor
Olmuyor bir şeyler
Olduramıyorum
Elimi attığım kuruyor
Niyetlendiğim ağacında soluyor
Ben iltihaplı bir yara gibiyim
Bulaştığımı hasta ediyor
Yaklaştığımı rahatsızlandırıyorum
Sevgimin de bir şeye yaramadığı aşikâr
Ömrümden gelip geçenler
Yüreğimin sevgi anlayışına uzak kalıyor
Bu gece yine bazı hükümler veriliyor
Gece yargıç
Ben sanık
Kusura bakma yüreğim
Seninle birlikte yargılanacakta kaçak
Ben mağdur
Ve tanıklar
Tahmin etmediğim kadar gaddar
Hepsinin sözleri delip geçiyor bedenimi
Hepsi vuracağı yeri iyi biliyor