Lavinya Dergisi
BENİM EN BÜYÜK KAVGAMBen zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?
Benim en büyük kavgam
kendimle derviş
Bu
zamansız mutsuzluğun
Gözlerimde
ki yorgunluğun
Ruhumda
ki ölünün derdi kendisiyle
Şimdi
otursam sana saatlerce konuşurum
İyi
bir dinleyicisin elbette
Ama
ne seni yormak isterim kendimle
Ne
o kadar kelimeyi bir araya getiririm
İçimde
tüten dumanın közü benim
Yaktığım
umutlarımdır
Yaktığım
şu geçmiş ömrümün hayali
‘’Kül
etmesini bilirsen eğer
En
iyi yakacağın şey kendindir’’
Savaştığın
her şey bir gün sona erer
Kendinle
kalırsın koskoca gecede
Kaç
kaçabilirsen kendinden
Kaçamazsın
Ben
kaçamadım
Savaşım
gölgemle yıllardır
Savaşım
içimdeki o yalnız çocukla
Savaşım
şu sessiz seven kalbimle
Ne
kadar uzağa gidebilirim kendimden?
Biliyorsan
söyle derviş
Bilmiyorsan
yoluma devam edeyim ben
Zira
durdukça kendimi boğuyorum
Koştukça
bir ümit var kaçmaya
Hadi
sende katıl bana
Senin
savaşını dinlemek isterim
Varsa
şayet biriyle savaşın
Onunla
konuş
Kendinleyse
savaşın
Durma
sende benle koş
Olmak
isteyeceğin yerle olduğun yer
İşte
fark
Ve
ben koştukça yaşamaya
Kendimle
savaşım bitmez
Kendimi
yeniden yıkabilirim kalktığım yerden…