Lavinya Dergisi
GERİDE KALAN CÜMLELERBen zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?
Bazı şeylere ihtiyacım olduğunu düşünüyorum bu aralar. İçimdeki o boşluğun açılması, belki de o ihtiyaçlarımı yeni fark etmeme sebep oldu. Mesela bir akşamüstü dizlerine yatıp seni izlemeliyim. Bana bakman şart değil, istersen manzaraya bak, istersen gökyüzüne. Yeter ki benim manzaram sen ol, benim dinlendiğim dizlerin olsun. Mesela ellerinde saçlarımı okşamalısın. Biliyor musun? Saçlarımla oynarsan orada uyur kalırım. O kadar yorgunum ki senden sonra, uykusuzluğumu saç tellerimden anlarsın. Mesela burnumu sıkmalısın uykuya dalacakken, sinirden gözlerimi açıp sana bakmalıyım. Sakinliğimin yüz hatlarında gizli olduğunu fark edip tebessüm etmeliyim yine sana. Tebessüm insanı iyi hissettirir derler, benim tebessüm sebebim olduğun sürece tebessüm beni iyi hissettirecek sanırım. Mesela şarkı söylemelisin bana. Sesi senden çok iyi insanlar olduğunu bilmeme rağmen o an söylediğin şarkıyı senden iyi kimsenin söyleyemeyeceğini anlamalıyım. Çünkü onlar herkese söylüyor, sen bana söylüyorsun. Mesela arada koklayarak öpmelisin. Sanmalısın ki koklayarak öpen sensin. Ben gizliden gizliye içime çektiğim kokunla biraz daha ciğerlerime bayram ettirmeliyim. Öptüğün yanağımsa eğer sakallarımın arasında beliren o papatyaları, gülleri göstermeliyim sana. Öptüğün dudağımsa eğer kurumaya yüz tutmuş, ha çatladı ha çatlayacak diye beklerken bıraktığın o öpücük merheminde şifa bulmalıyım. Çocukken anladığım bir şey varsa eğer insanın sevdiklerinin dudakları şifadır kendine. Çocuktum kapıya çarptığım kolumu annem öpmüştü, ağrımı dindiren ne bir krem olmuştu ne de bir ilaç. Sonra sen geldin, ağrıyan her yerim dudaklarındaki şifayla son buldu. Peki ya şimdi? Kabuk bağlamayan yaralarıma şifa diye sürdüğüm merhem, daha fazla kanatıyor yaralarımı. Acılarımı dindirsin diye kullandığım ilaçlar ağrılarımı arttırıyor. Çok fazla bir şey istediğim yok senden. Bir akşamüstü dizlerine yatıp seni izlemek ihtiyacım. Bunu çok görme bana. Zira dayanacak gücümün pek kaldığını sanmıyorum. Fazlası mı? Kısmet değilmiş diyerek dudaklarımı sükûta bırakıyorum...