Lavinya Dergisi

BİR GEÇMİŞ VE AN MESELESİ
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Kelimeleri diziyorum boğazıma bu aralar,
Söylemek isteyipte söyleyemediğim kelimeler,
Susmak o kadar acı geliyor ki yüreğe,
İnsan bazen sessizlikle savaşıyor,
Bir şeyler yolunda giderken her şey bahar,
Gözardı edilen her şeyin bir görüntüsü var,
Zaman belki karşımıza çıkartmaz diye düşünürken,
En beklenmedik zamanda çıkar karşımıza,
Acıları yaşarken ağlayan gözlerimiz,
Gülerken de ağlıyor oysa,
Bir yandan sevinirken bir yandan üzülmek bundan kaldı,
Ve boğazımızda onca kelime varken konuşmak,
Bambaşka bir alfabe bulup onun diliyle anlatmak,
Şayet hiç sevmemiş olsaydım karşımdaki insanı,
Yahut değerini yitirmiş bir muamma olsaydı benim için,
Öyle sıradan ve düşünmeden konuşabilirdim bende,
Susmanın mağarasına sığındığım gün,
Zaaflarımın olduğunu anladım ben,
Her insanın olduğu gibi biraz çaresiz,
Biraz güzel bakmayı tercih ettim,
Yine değer verebilmek içimi rahatlatıyor,
Yine sevmek yeniden başlamaya yol açıyor,
Ah şu peşimdeki geçmişin izleri,
Onları silip attığım günden beri düşmüyorum yere,
Dizlerimde yara bandı olmadan yürüyorum yolları,
Öyle ya geriye bakarak yürüyen her insanın kaderi,
Önündeki bir engeli görmeden takılmaktan geçer,
Ben o yaraları sarmaktan yorulduğumu gördüm artık,
Geçmişi peşimde bir karanlık gibi gezdirmekten,
Tecrübe diye geleceğimi hissizleştirmek yoruldum,
Gözlerimi açtığım şu dünyada,
Yeniden yeniden cümleler kurulduğunu gördüm,
Başlamaksa en âlâsını yapardım,
Sevmekse en güzelini,
Güvenmekse koşulsuz olanı,
Ve inanmaksa,
En hakedenine en hakettiği gibi inanmayı,
Hayat bazen böyledir,
Cesur kararlar almadan önce korkak adımlar attırır,
Yine de yaşamak için yola devam etmek,
Yürümek için ise yeniden başlamak gerekir,
Baharda tazelenen ağaçlar gibi,
Yeni bir şiir cümlesiyle başlıyorum yola,
Yeni bir manzaranın eşiğinden izliyorum dünyayı,
Ve sımsıkı sarıldığım yalnızlığımla artık,
Karşılıklı oturabiliyorum,
Korkmadan yaşıyor, 
Korkmadan yürüyorum zamanın acımasız kollarıma,
Duygular birazda deli cesareti verir insana,
Deli cesaretiyle yaşamaksa bir çok kapının anahtarını açar,
Doğru atılan her adımın sonunda,
Doğru hamlelerle,
Doğru insanda,
Doğru yerde…