Lavinya Dergisi
MUTLULUK VE ACI…
Mehmet YILDIRIM
Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?
Kar yağmış bu şehrin ayrılık kendine
Beyaza bürünmüş tüm acılar, hüzünler
Yeni başlıyor yaşamak benim için
Yeni sevdalar beni çağırıyor
Öyle ya
Ölenle ölünmüyor dünyada
Gidenle gidilmiyor
Her gün yeni bir gün doğuyor
Yeni sınavlar, yeni imtihanlar oluyor
Yüreklerimizin harı hiç bitmiyor
Hayat bir şekilde bize de uğruyor
Arabaların sesini bastırıyor beynimdeki gürültü
Güneşin parlaklığını azaltıyor içimdeki acı
Ben mutsuz bir şairim
Ve yalnız
Ayrılıklar kralıyım bu şehrin
Benimle tanıştığınıza memnun olmazsınız belki de hanımefendi
Ben bir buz dağı edasıyla
Ayaz vururum tebessüm yüklü yüzlerinize
Yine de içimden en çok sizin gülmenizi isterim
Şiirlerim hüzünlü bir yağmur gibi
Gözlerini ıslatırken okurken
Ben büründüğüm o acı halinde
Size tebessümle bakacağım
Zira şair olmanın kuralı olmayanı yaşamaktır
Ben mutlu olmasam da mutluluğu yazar
Buz dağının görünen kısmını anlatırım
Bazen bir çiçekle bunu yazarım
Bazen sizin gülüşünüzle
İkisi de ayrı bir demet güzellik
İkisi de beni etkileyen özellik
Gelelim kendimde gizlediğim acının rengine
Siyaha bürünmüş bu şehri
Kıpkırmızı akan kan rengine boyayan
Yine benim yazdığım mısralardır
Masmavi gökyüzüne çevirecek olan da
Şüphesiz sizin bir ufak tebessümünüz
Hangisine daha yakın bu acı
Mutluluk ne kadar uzaklıkta
Bekliyorum
Hayat beklemeli bir oyun
Ben mutlulukla acı arasında sıkışıp
Sizi bekliyorum…