Tarihin tozlu yollarını aşıp gelmiş bir enstrüman, hünerli iki elin arasında büyüdükçe büyüyor. Hayat yorgunu parmakların incitmekten sakınarak özenle dokunduğu teller, anda titreşip zamana salındıkça büyülü bir ezgiyi taşıyor kulaklarıma ve daha fazla bekletmeden sarılıveriyor ruhuma. Kıpırd
Lavinya Dergisi 4. Sayısı
Lavinya Dergisi Melis Gülcan Kapağı İle Sizlerle! Mayıs 2022 Aylık Kültür, Sanat, Edebiyat Dergisi! Şimdi Dergimizi Okuyun!Lavinya Dergisi
NOKSANLAR KENTİ RADYO DİNLELavinya Dergisi
Son Eklenen YazılarDİJİTAL GÜZELLİK AYNASINDAKİ YANSIMAMIZ
Sabah aynaya baktığınızda ne görüyorsunuz? Sosyal medyada karşınıza çıkan mükemmel yüzler ve bedenler mi, yoksa kendi gerçekliğiniz mi? Peki ya, güzellik gerçekten sadece dışa yansıyan bir görüntü mü, yoksa içsel bir değer mi? Güzellik artık sadece bir algı değil; ölçülebilir, karşılaştırılabilir ve
PSİKOZ VE ÖTESİ
İki nefes arasında
Yorulurmuş insan ansızın.
Çırpınmayı unuturmuş,
Özgürlük uğruna çırpınırken
Bir kuştan tutsak olduğunu görünce.
Unuturmuş onu bunu;
Belki bir dosttur,
Belki düşman,
Belki en unutulmaz olan dahi
İki nefes arasında
Solar gidermiş.
Halbuki bilmeli insan hatırlamayı.
Kötüyü, iyi
SESSİZ ÇIĞLIKLARIM
Umut çiçeklerimi serdim boylu boyunca yollarıma. Bir yol var önümde, bazen rüzgarıyla savrulan yapraklar, bazen tozuyla bulanık. İster yürür geçerim değmeden, ister ezer geçerim tekerleklerimle üstünden. Adımlarımın izi bende saklı, rüzgarın taşıdığı ise size kalmış. Yol benim, keyif benim, kime ne.
DEVRİM
Kelimelerin ayak sesleri
postalları ile bastırır beynimi.
Düşüncelerin tiz çığlığı kulağımı tırmalar
Acı tatlar zamana sinmiş
Kasımın kapısı Aralık şimdi
İçimde devrim gibi bir ayrılık var...
Kanatları altında gökyüzünün
gül rengi akşamlar kurur şehirde.
Bulutların yükü ağır
kuraklık yalnız su
NEREDE KALMIŞTIK?
"Benden sonra ne oldu?" diye sordu kadın. Adam şaşkın bir ifadeyle bakakaldı.
"3, 2, 1, kayıt! Nerede kalmıştık?"
Gece saat iki sularıydı. Masamda, titrek bir mum ışığının eşliğinde yeni başladığım kitabımı okuyordum. Gecenin derin sessizliği ve esrarengiz karanlığı beni her zaman büyülemi
HİRAETH
Sensiz uyandığım kaçıncı sabah bilmiyorum ama senden vazgeçtiğim ilk sabah. Kalbimi acıtmadığın, yüreğimi yakmadığın ilk sabah. Senin ölümün, benim bayramım bu sabah.
Benim içimdeki fırtına dindi, şimdi seninkine ateşler düşecek. Benim ziyan olan emeklerim senin ciğerini yakacak. Önce kanadımı
HASTA...
Ağır aksak bir kaç adımla,
Koşarak geçtiğim bahçelerin yanından,
Yine yıllar sonra koşmaya meyilli kalbim,
Ve bedenim nefes nefese,
Yine kendi etrafında dönen bir rüzgâr gülü,
Edası bin cihana değer bir çalım,
Yollar eskimiş,
Evler ağaçtan,
Örtme bir kaç haneden sonra,
Yine tuğlalı binalar inşa edil
SOBA MESELESİ
Son günlerde birçok platformda resmi dolaşan o obje, soba. Kimisinin üzerinde bakır bir çaydanlık, portakal kabukları serpiştirilmiş şu koku, kestaneler yer yer pişmiş. Sonra yerde minik bir gırgır, minder, sıcak her yana yayılmış. Kahvaltıda üzerinde ekmek kızartılmış, tereyağı sürülmüş, pazar akş
VEDA KIRKI
Zamanla yenişilmiyormuş,
Öğrendim zamanla!
Teslim oluyorum yüreğimle beraber zamanın kollarına..
Bir pranga daha aldı yerini ruhumda eskitilmeye hazır.
Ama gözlerim hâlâ gökyüzünde süzülen kuşlarda.
İçimde öl(dürül)en bir kuş bana uçmayı unutmamamı öğütlüyor.
Sâye
CEBİMDE BURUŞMUŞ BİRKAÇ ŞİİR
Kasımın son demlerinde
Eskimiş bir akşam.
Yarım kalan şiirlerle tamamlıyoruz bir ömrü.
Ardımızda “oysaki” ler,
Ardımızda felaketler,
Mısraların ardında
Yenik düşmüş kehanetler.
Kasımın son demleri
Eskimiş bir akşam.
Nice şiirleri bölüşüyoruz seninle,
Henüz çoğunu bilmediğin.
Gözlerini sayıklıy
VAZGEÇMEYİ BİLMEK
Çocukluğumuzdan beri bizlere zorluklarla mücadele etmek, ısrarcı olmak, vazgeçmemek gerektiği öğretildi. Bu yüzden karşımıza imkânsızlıklar çıktığında bile mutlaka bir yol bulmak zorunda hissediyoruz kendimizi. Bütün kahramanların öyküleri mücadele üzerinedir. Onlar vazgeçmediği için, zorluklara mey
Lavinya Dergisi
KISA YAZILARLavinya Dergisi
RÖPORTAJLARLavinya Dergisi
SON EKLENEN YAZIBÜYÜYEN DİLEKLER, BÜYÜTEN KEŞKELER VE BÜYÜLÜ BİR EZGi
Tarihin tozlu yollarını aşıp gelmiş bir enstrüman, hünerli iki elin arasında büyüdükçe büyüyor. Hayat yorgunu parmakların incitmekten sakınarak özenle dokunduğu teller, anda titreşip zamana salındıkça büyülü bir ezgiyi taşıyor kulaklarıma ve daha fazla bekletmeden sarılıveriyor ruhuma. Kıpırdayamıyorum, sanki fazladan alınacak her nefes çatlatıverecek tüm kırılganlığıyla içime dolan hazzı, söylenecek tek bir söz kaçırıverecek aheste aheste yükselen müziğin muazzamlığını. Kirpiklerim buluşuyor, kavuşuyor dudaklarım. Tüm kalbimle yelke .........