Lavinya Dergisi

YALNIZ MI YALNIZ-LIK MI?
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Sabahın altısı daha. Uyandım ve karanlığı izledim. Gece boyunca uyuyamadım da zaten doğru düzgün. Bir yanım hep bir şeyleri düşünüp arzulamakla geçti. Böyle olmamayı diledim hep. İçimde tuhaf bir his ve içinde hep yalnızlık… Cümlelerimi kuramaz oldum artık, hangi kelimeyi seçsem bir diğeri üzülüyor. Hangisinden vazgeçsem seçtiğim seçildiğine pişman oluyor… Tüm bunların içinde ezan sesini duyuyorum birden. İşte yalnızlığıma bir darbe. Yalnız değilsem bu içimdeki boşluk neden peki? İnsanlara o kadar güvenipte yarı yolda kalmam neden? Ben iyi biri değilim belki de. Kimsenin yarasına merhem olamıyor, kimseyi mutlu edemiyorum sanırım. Yavaştan gün ağaracak birazdan, bugün işlerim diğerinden biraz yoğun. Kendim için adımlar atmayı planlıyorum. Bir şeyleri yoluna koymadan önce hepsini dağıtmak lazımmış. Ben komple kaybettim her şeyi. Güvenimi, inancımı, sevgimi, saygımı… Neyim varsa duyguya dair içimde hepsini birer birer yitiriyorum bir ilişkide… Kadınları şaraplara benzettiler oysa kadınlar hep gider, şaraplar bizimle ve geceyle… Dostları çınar ağacına benzettiler oysa dostlar menfaati bitince gider, çınar ağacı biz ona zarar vermezsek hâlâ yerinde… Arkadaşlıkların ömrünü hesaplamaya bile değer görmüyorum artık, herkes herkesin arkadaşı herkes herkese arkadaş olamayacak kadar da uzak… Aile… Tek kelimenin içinde size bir sürü şey anlattım az önce. Ben konuşmasam da siz benim ne demek istediğimi anladınız o kelimeyle. Herkes yarası kadar konuştu, yarası kanamaya başlayınca sustu… Ben kanayan yaralarımla konuşmaya devam edeceğim. Bugün zor bir gün olacak ve ben bugünün de üstesinden geleceğim. Hep geldim, hep geleceğim… Birinci tekil şahıs cümlesi benim için türetilmiş gibi türkçede, şayet o olmasaydı yaşadıklarımı nasıl ve ne şekilde anlatırdım bilmiyorum. Ocak ayında baharı yaşar gibi bir hava, güneş açmış oldukça sıcak ve iyi… Öyleyse insanların içi soğuk, insanların içi ayaz. Yok yok siz mevsimler değişti olarak bilin bu gerçeği ben insanlar değişti diye ekliyorum hep. Sokakta herkes herkesin yüzüne bakıyor, kimse kimsenin yüzünde ne var merak etmiyor. Acıyı gören kaçıyor, menfaati gören sokuluyor. Dünya dünya dedikleri buymuş demek ki bizimde payımıza bu düşüyor… Yolculuk esnasında radyoda bir türkü. ‘’Dünyayı gönlümce olacak sandım’’ Diyor. Ekliyorum ardından, gönlüm nede çok şey istemiş… Hepsi fazla hepsi gereksiz… Bir kefenin içinde götüre götüre kendimi götüreceğim. Bu kadar hayal kırıklığı fazla.. Yol bitiyor tıpkı ömür gibi. Ben düşünüyorum Bilmem ki bu yalnızlık nereye kadar sürecek?