Lavinya Dergisi

DOKUZ MEVSİM
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Şehri sarmış tüm özlemlerim bu gece

Aşk havası var her yerinde

Geldin mi?

Gelecek misin?

Bilmiyorum

Geceler uzuyor artık gözlerime 

Uyku girmeyen bedenimden

Huzur görmeyen kalbimden çıkmıyorsun

Ben bu savaşı kaybettim

Sensizliğe alışamıyorum bir türlü

İçinde senin olmadığın şiirleri yazmak zor geliyor

Senin sesinin olmadığı bir sabah karanlık

Ve geceyi sen varken daha çok seviyordum

Her şey geride kaldı oysa

Bir takvim yaprağı gibi yırtıp attın bizi bir kenara

Eylül rüzgârları savurdu önce

Sonra aralık ayazında çiğ düştü üstümüze

İlkbahar geldi gelmedin

Yaz geldi gelmedin

Dokuz mevsimi devirdik ayrı ayrı

Kaç mevsim böyle geçer bilmiyorum 

Unutur muyum yoksa alışır mıyım?

Bir şekilde yaşamam lazım 

Ayağa kalkıp savaşmaya devam etmem lazım

Bir yanda ölümcül darbeyle yerde yatan yanım

Bir yanda ölmediğini göstermeye çalışan yanım

Aklım!

Çok karışığım bu aralar kendimde 

Duru bir şeyler söyle bana

Sade bir enstrüman çal

Işıkları söndür

Belki istiareye yatarız

Günahlarımızdan arınabilirsek şayet

Yahut bir gece de kalbe devrim yaparız

Yoksa böyle olmayacak

Yenilmek üzeresin

Ve çaresiz

Bir şey söyle

Sustukça adını sayıklıyor kalbim

Duydukça kendimi kaybediyorum 

Anısı var o türkünün

Kapatın da diyemiyorum artık kimseye

Herkesten kaçıyor

Herkesten sakınıyorum…