Lavinya Dergisi

AYRILIKLAR GECESİ…
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Sırası gelmişken ışığı kapatmalıyım artık
Zira karanlıkta hafifliyor acım
Dindirmek için uğraştığım zamanlarım oldu
Kendimle kavgalarım
Seninle sevişmelerim
Yoruldum bu ikilemli girdaptan
Sessizliğe büründüm
Gece şimdi başlıyor benim için
İnsanlar çoktan uykusunda, rüyasında
Ben karanlıkla baş başa
Romantik akşamlarımızdan biri yine
Seni uğurluyorum bu sefer masadan
Birimiz gitmeliydi bu evden
Bu şehirden
Ben gidemezdim
Çünkü gidenin her zaman gideceği bir yer vardır
Benim yoktu
Benim gideceğim tek yer yine kendimden
Kendime olan sanaydı
Seni uğurladım şehrimden
Sen gitmeye çoktan karar vermiştin
Ben bırakamıyordum kalbimden
Şimdi bir kaç veda cümlesi söyleriz birbirimize
Bir kaç an olur gözlerimizi kaçırdığımız
Belki bir anını yakalar seni öperim
Yine de bakamam gözlerinin içine uzun uzun
Bakarsam bırakamam zira
Işıklar yanınca gidersin artık
Ben uyurum çoktan
Gündüzleri acımı dindirmek için uyumalıyım
Ya da kendimi kaybetmeliyim bir şişenin dibinde
Gece başlı başına bir uyku
Acının rengini acıyla bürümüş
Ben ait hissettiğim yerde
Yalnızlığın koynundayım
Ve bu geceyi ayrılıklar gecesi ilan ediyorum
Bu gece hüzün dolu bir an gelecek
Senin koynunda uyumam gerekirken
Beni yalnızlığa teslim edecek…