Lavinya Dergisi
BEDELBen zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?
Hayatta bazı şeylerin bedeli vardır.
Bazı tercihlerin, bazı kararların, bazı durumların ve bazı anların…
Yaşanmış veya yaşanacak her şey birer bedel üzerine kurulmuştur ve ne yazık ki eninde sonunda hayat o bedeli bize ödetir. Bu bedellerin yarısı kendi tercihlerimizdir diğer yarısı hayatın mecbur kıldığı bedeller. Her ikisinde de çekeceğimiz acı da bizimdir yaşayacağımız mutlulukta. Bazen insanlar korkusuzca kararlarının sonuna kadar giderler ve bedelinin ne olduğu çok da umurlarında olmaz. Çünkü o insanlar ne istediklerini bilirler ve bu isteklerine ulaşmak için yolda ne kadar zorluk ve sıkıntı varsa çekmeye razıdırlar. Böyle insanları yıkmak zordur hele hayat için imkansıza yakın. Çünkü çelme takıp düşürseniz de yeniden ayağa kalkıp yürümeye, kendi hedeflerine gitmeye devam ederler.
Bazı insanlar ise yolun başında yahut yarısında kaçarlar. Elbette bu kaçmanın da bir bedeli vardır ama o insanlar bunu hiçbir zaman bilmezler ancak başlarına bir bedel geldiğinde farkına varırlar fakat iş işten çoktan geçmiştir. Ne böyle insanlara korkak demek doğrudur ne de diğer türlüsünün doğru olduğunu söylemek. İkisini bir terazide tartsak elbette cesur ve yürüyen önde gelir. Çünkü hayat cesurları yıkmaya her zaman çekinir çünkü hayat korkarak yaşanacak bir yer değildir. Çünkü hayat geçmişin izleriyle geleceği kaybetmek kadar değersiz ve anlamsız değildir. Yüce duyguların yaşandığı kalpte insan neden korkuyu hep ön planda tutup hayatını şekillendirir bunu hâlâ anlamış değilim. Korku ve endişe her zaman için bedel doğurur ve bu doğan bedel ömrümüzün bir yerinde elbet bize bir yerden zarar verir. Bu bedelden kaçmak ya da onun verdiği zarardan kurtulmak gibi bir öneri sunmuyorum aslında çünkü ne yaparsak yapalım hayat ya da kendi tercihlerimiz bize bir bedel ödetecek. Önemli olan bu bedele razı olmak sonu ne olursa olsun alacağımız cesur kararlar.
Çok sevdiğim bir söz vardır;
‘’ Cesurlar bir gün ölür, korkaklar ise her gün’’
Bu sözü her gün zihnimin içinde duyduğumda ödeyeceğim bedel ne olursa olsun cesur olmanın önemini anlıyorum. Çünkü yaşamak dediğimiz şey tercihlerimizden ve tercihlerimizin getirdiği bedellerden ibarettir. İnsan kendisinden kaçamaz hayatı boyunca ve elbet bir yerde diz çöküp yaptığı yanlışlarla, göze alamadığı şeylerle sınanır. Herkes cesur değildir fakat herkesin kendine yetecek kadar aklı ve gücü vardır. Önemli olan önce kendimizde olanı bulmak… Belki de farkında olduğumuz tek şey yaşamak. Yaşamanın farkındalığı ise bedeller. Hayat hep birden fazla seçenek sunar bize ama sadece bazı seçenekler seçilmek için vardır diğerleri sadece şıkları doldurmak içindir. Öyleyse cesur olup yaşadığımız hayatın, yürüdüğümüz yolun bedellerini ödemek hepimiz için en doğrusudur yahut benim doğrumdur sadece.
Çünkü dünyanın korkaklara da ihtiyacı var…