Lavinya Dergisi

EYLÜL 2021
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

İşte Eylül, Ağustosun eceli oldu da geldi yine, Sonun başlangıcını başlatmak için, Güneşin acımasızca sıcağını kırmak, Yazın mezarına toprak atmak için, Gelen Eylüldür, Yahut mevsimlerin en edebisi, Üzerine mısralar yazılırken bir yandan, Bir yandan da yaprakların sararıp dökülmesi, Peki ya ömrün dökülen yaprakları? Onlara her zaman Eylül müdür? İşte bir acının daha kulpundan tuttuk ansızın, Taşıyabilir mi bu ağırlığı peki? Yoksa bu defa altında mı kalırım? Eylül yine sımsıcak geliyor bana, Rüzgar tenimi kavuran bir alev, Yaz hâlâ ve hâlâ üzerimizde, Sanırım Eylül, Eylüllüğünden çok şey kaybetmiş, İnsan insanlığından, Ben benden çok şey kaybetmişim, Belki de her mevsim ayrı geliyordur ömre, Belki de benim iş güzarlığımdır Eylülü abartmak, Nihayetinde bir ay ve mevsimin bir parçası, Değilmiş demek geliyor içimden, Ahh içim, Neler de söylüyorsun yine gecenin bir vaktinde, Bir mühür vur da Eylüle sükut karışsın bu defa, Sen konuştukça her Eylül bir şey götürecek gibi, Ekimde de gelen yok, Kasımın on beşinde de, Zaten aralık derken de ömür bitiyor, Defter kapanıyor, Gönül defterinden bir haber maşuğun, Izdırap çektirdiği bir meftun olarak, Kalacağım belki de, Eylülün tozlu takvim yapraklarında, Melankolikliği işlemiş o gönül derslerimize, Yine Eylülde başlar, Yine bekleriz maşuğu bir şiir yazımı, Bizim de imtihanımız beklemekmiş der, Bir yaprak daha koparırız ömür takviminden...