Lavinya Dergisi

EFKÂR…
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Ben anlamıştım en başından
Bu dünya için yarım olduğumu
Bir dengemin olmadığını değil de
Hiçbir yere ait olamadığımı
Herkesin dünyasında bir liman olduğunu görmüştüm
Herkesin durup dinleneceği bir durağının olduğunu
Kendimi bir dev aynasında görmüştüm
Küçücüktüm
Görünmezdim
Bilinmezdim
Farkına bile varmamıştım benliğimin
Öyle bir sessizlikteydim
Derinlerde
Karanlığın en koyu renginde
Yıldızsızdım,
Aysız güneşsiz bir virane
Güzel şeylere imrenerek bakardım
İnsan sahip olamayacağı şeylere
Uzaktan bakarak iç geçirirmiş
Ben iç geçirirken bile yutkunamazdım
Yüreğimden yaralıydım
Kalbimden
Sevebileceğim yerlerim acı doluydu
Yalnızdım
Vurgundum yokluğa, yarım kalmışlığa
İçimden bir öksüz çıkmıştı
Birde yırtık ayakkabısı ile yürüyen çocuk
Hangisini sığdırabilirdim dünyaya
Hangisinin başını okşayıp sevgiye inandırabilirdim
Efkârlıydım o gece
Bağlamanın telleri yüreğime batıyordu
Türkünün sözleri ciğerime
Nefesimi kesen Anadolu'nun ayazı değildi
Öksürerek içmiştim bardağımdaki son rakıyı
İnsan alışkın olmadığı şeylere tepki verirmiş
İlk rakıyı içtiğimde öksürmüş, tiksinmiştim
İlk sevildiğimi sandığım gece ağlamıştım yatakta
İlk acıyla tanıştığım gün gülmüştüm
Böyle böyle ruhumu yitirmiştim dünyada
Duygularımı kaybettiğim zamanlar
İfadesiz bir surat şekliyle
Umutsuz sözlerin anlamını öğrenmiştim
Ve ben kendimin farkına işte o gün varmıştım 
Issız bir köy yolunda
Etrafımda börtü böceğin sesiyle
O serin sonbahar akşamında
Yağmur altında ıslanırken…