Lavinya Dergisi

GİDERİM
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Ben bu güz gecesinden kaçarım artık

İçimde kışlara doğru yollar açılır

Ayazı, karı sırtlarım omzuma

Sesimi çıkarmadan yavaşça giderim

Ayaklarım ve ellerim bir buz tanesi

Soğuğu işlemiş şu boş bakışların

Yağmur yağıyor ve sabaha karşı çiğ düşer

Ben kirpiklerimde yaşlarla giderim

Türkümde biter bu saatten sonra

Söyleyecek onca kelimemde

Kağıdım yırtılır, kalemim yazmam

Dünyamı alıpta şu iki elimin arasına

Duygularımı idam edipte giderim

Bir gururum kalmış yüreğimde

Bir bana beni hatırlatan şu deli sevdam

Sevmek bazen yetmiyormuş engelleri aşmaya

Ben gönlüme bir taş basıp giderim

Yırtıp attım ateşin harına fotoğrafları

O yandıkça ben küle döndüm

Zormuş meğer geçmişini geride bırakmak

Ben geçmişimle birlikte giderim

Kambur gibi sırtımda kaldı şu hafızam

Vursam kurtulamadım kendimi dağa taşa

Tutsam kolumdan çıkartamadım bu girdaptan

Kaptırdım şu gönlümün aşk odasını birine

Kilidini de bulamadan giderim 

Güneş doğar birazdan

Gece biter

Karanlığa o kadar alışkınım ki senden

Işığım diye baktığım gözlerinde

Karanlık bir yol

Her gece yürür yürür bitiremem

Sen yine de üzülme deniz gözlerinle

Ben gözlerinde sonsuzluğa,

Dünyada onsuzluğa çeker giderim…