Lavinya Dergisi
ELVEDA BUSESİ…
Mehmet YILDIRIM
Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?
Kökünde sükunet var bu ağacın,
Dalında kelam,
Bir baharı seslendirir yaprakla,
Çiçekle,
Bir toprağa susar her mevsim,
Canında canandan bir kalıntı,
Ha yeşerecek bu bahar,
Ha sararıp kalmış meyvesi,
Buhran yüklü gövdesiyle,
Ölüme göz kırparken,
Nasıl da yeşillik bekliyor bencil orman bitkisi,
Sıska bir böcek kemirir iliklerini,
Yavaş yavaş,
Tane tane dökülen yaprakları uçuran,
Bir bahar fırtınası gündüzde,
Yaşama set çekmiş bir sessizlik,
Korku pusuda,
Ölüm pusuda,
Ve çığlık çığlığa gecenin son demleri,
Ağacın gölgesinde kımıldanmalar,
Çatırdayan gövde ilmikleri,
Son bir hamle gökyüzünden yağmurla,
Ormanda bahar şenliği,
Temizliğin habercisi,
Dalında kelamı bekleyen ağacın,
Kökünde sükunete bürünmüş ölüm hali,
Bir elveda busesi,
Bir çiçek süzülmüş çimlerin üzerine,
Devrilirken bir tan vakti...