Lavinya Dergisi

SANA DAİR...
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Sana dair bir şey kaldıysa içimde, o da bir gün beni anlayacağının umududur. Çünkü umut, olmasını istediğin ile olanın arasında bir yolculuktur. Ben o yolculuğu rafa kaldıralı uzun yıllar olmuşken yine de sana dair bir şey umut etmekten alamıyorum kendimi. Hayatta hep yalnızdım. Çocukken de, büyürken de, delikanlıyken de. Yalnızlık demişken kimsenin olmamasından bahsetmiyorum. İnsanın iç yalnızlığından bahsediyorum. Aynı şey değil arkadaşlar, içimizdeki yalnızlık öyle sarmış ki bazılarımızı, nereye adım atsak ayaklarımızdan sarıp yalnızlığına düşürür bizi. Zaten ben bu yalnızlıkla, bu umutsuzlukla en başından sana nasıl tutuldum anlamamıştım. Kanım damarımda en deli çağlarındayken, senin sesinin ahengine nasıl donup kalmıştı anlamamıştım. Bu yazdıklarım benden dünyaya ve benden sana bir hatıra. Dostlar da hatırlasın, arkadaşlar da. Seven sevdiğine kitap alır derler, ben sana bir kitap bırakmak istiyorum. Bir gün bu yazdıklarım sana ulaşır elbet, ulaşmazsa da canı sağ olsun. Umudum ulaşmasınadır. Anlayacağın cümlelerle seni yazmadım, o yüzden yazdıklarımı anlamanı umut edemiyorum bile. Sen yine de oku, anlamasan da oku. Dudağının kıvrımında mısralarım dile gelsin. Oku ki denemelerim ne için var olduğunu bilsin. Kalemin kağıda akıttığı yüzünün her zerresini oku. Gönlümün şen oluşunu, seni her gördüğümde gözümün bayram kutladığını. Bütün bu yazdıklarımdan sonra senden tek ricam n'olursun hepsini ben öldükten sonra oku. Ben hayattayken beni anlamayışına dayanamam çünkü...