Lavinya Dergisi

EYLÜL 2023...
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Giderken beni de götürmeliydin benden
Böyle bırakmak adil değildi
Yarım kalmış bir şiir gibiydim
Tamamlanmayı bekleyemezdim
Çünkü gitmiştin
Çünkü kelimeler boğazıma düğümlenmişti
Çünkü zaman durmuştu veda busende
Ben kendimi savurmuştum boşluğa
İçimde bıraktığın o derin boşluğa
Dönüşü olmayan gidişinle birlikte
Kendi duygularımı da alarak yanıma
Hayallerimi bir çöp tenekesine bırakıp
Sessizce savrulmuştum boşluğuna
Yokluğuna
Oysa mutluluğu hayal etmiştim ben
Deniz yüklü cümleler hazırlamıştım kendimce
Gökkuşağına benzer fotoğraflar çekmiştim
Yağmur kokusunu bulmuştum
Kaybetmek acı bir gerçekmiş
Gerçeği bu kadar acı yaşamayı dilememiştim hayattan
Bilemez insan neler yaşayacağını demiştin
Bilememişim yaşayacağım gidişini
Başa çıkamayacağımı bile bile
Yalnız kalmıştım bu kederle birlikte
Saatli bomba gibi kucağımda
Ha patladı ha patlayacak diye korkarak
Yaşamayı da öğrenmiştim oysa
Öyle düşünmüştüm
Öyle zannetmiştim
Yanılmışım
Aşk acısının tarifi bir şiir kitabında değilmiş
Okuyunca anladım olmuyormuş yürekte
Savrulduğum boşlukta denk gelmedim mesela
O ayrılık şiirinin mısralarına
Duvarlarına çarpa çarpa yara bere içinde
Bıraktığım kalbimi gördüğümde
Hissetmedim arabesk şarkıları
Ya her şeyden habersiz kurduğum hayaller
Bir eylül akşamında güneş gibi batmıştı
Yerin yedi kat altına
Bir boşluk daha kabul edemezdim içimde
Bu şehri bir daha adımlayamazdım
Seni arayarak
Ya eylülde bırakmalıydım içimdekileri
Ya eylülü de alıp benimle götürmeliydim kederimi
Patlayacak bombayı da göze almalıydım
Savrulacak bedenimi de
Zira tüm sevda cümleleri anlamını yitirmişken
Bir aşk masalını eylülde bırakmak
Savrulan yapraklarına veda eden bir ağaç misali
Anca bana yakışırdı şu dünyada…