Lavinya Dergisi
İNSANIN KIYAMETİBen zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?
Bir sessizlikle başlıyor insanın kıyameti, bir kelime bin anlam yüklüyor sırtına. Felaketlerin ardı arkası kesilmiyor. İnsan ne zaman olacağını zannetse yine bir yerlerden olmayacağı beliriyor. Hayat tıpkı bir yarış atı gibi, son düzlüğe kim daha iyi girerse o kazanıyor. Son düzlük dediğim ömrünün sonları değil, şansının yahutta kaderinin döndüğü düzlük. Kimisinin yirmisinde dönüyor kaderi, kimisinin ellisinde. Dönene kadar çektirmediği kalmayan kader, ne hikmetse döndükten sonra da o anları hatırlatmıyor insana. Ben çok insan gördüm, kaderinin döndüğü günden sonra değişen. Çok insan gördüm kaderi dönene kadar her gün acıyla yaşayan... Kaderin dönmesinden kastım da öyle para pul olayları değil, asıl olay şu göğüs kafesinin altında sakladığı organda, yani kalpte. Kalbin rahatsa, şu dünyada daha da ardına bakma demişler. Kalp rahatlığı hangi duygudan kaynaklanır bilmem ama her insanın şansı ayrı bir duyguyla döner onu çok iyi bilirim. Birinin yıllarca aradığı sadece sırtını yaslayacağı bir dostluktur. Nedenini sonucunu düşünmeden gözü kapalı güveneceği bir dost bulduğunda şansı döner. Birinin hayalidir şüphesiz ve eksiksiz bir aşk. Bulduğunda göğsünü gere gere gezer ortalarda. Ağzından seviyorum kelimesi çıkmasa da yüzünden okunur sevgisi. Şansı döner, kalbi iyileşir. Kalbi iyileşenlerin kıyameti diner, yangını söner, sessizliği biter... Peki ya kıyameti devam edenler? Peki ya ateşi hâlâ harlananlar? Peki ya sessizliği bir ömre mahkum olanlar? İşte asıl kıyamet onların sessizliğindedir. Gündüz de kıyamettir onlara, gece de. Yaşamak yalnızca nefes almaktan ibarettir, yalnızca yürümek, yemek yemek, su içmektir onlar adına. Duygusuzluğu tatmış olmanın yitirmişliği ile yola devam etmenin ümitsizliği her gün adım adım o kör kuyulara yaklaştırır. Gözlerinin perdesi açılmayacak kadar kapalı olur, kulakları duymayacak kadar tıkalı. Ve kalpleri... Kalpleri sevemeyecek kadar yorgun ve bitap. Dedim ya bir insanın kıyameti sessizlikle başlar. Sessizlik her kelimenin bin anlam taşıdığı bir yolculuktur. Bu yolculuk ümitsizlikle gidilen ve sonunda kuyulardan oluşan derin bir yaradır insanın içinde. Ve insan ömrü hayatında hep bir Yusuf olmanın umuduyla geçer geceden gündüze, Sessizlikten, kıyamete...