Lavinya Dergisi

UMUTSUZ...
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Gam yüklü bir kervanım artık divanda
İçime sığmayacak kadar doluyum
Yüreğimi yakıp kavuran hüznü
Hangi kelimeye döküp anlatayım
Bilmiyorum
Oysa çocukken
Küçükken o kadar da fazla değildi ağlamalarım
Acıların sadece ismi değişiyor zannederdim
Çocukmuşum
Büyümek için can atarken
Büyüdüğüm zamanların
Büyük acılarını öğrenmişim
Hiç istemeden
Hiç merak etmeden
Hiç görmeden
Bilseydim şayet büyüklüğün yükünü
Küçük kalıp düşmeyi yeğlerdim kendime
Dizlerimi çiziklerle
Büyük büyük yaralarla acıtırdım
Gözlerimin dolmasını bir diziye bağlardım
Kızana önce güler
Sonra için için ağlardım
Yine de büyüklüğü böyle çağırmazdım
Akıp giden zamanın içinde divaneyim artık
Dönemeyeceğim kadar yol aldım
Duramayacağım kadar hızlıyım
Sanırım varamayacak kadar da yorgun
Yüreğimin tamirini hiçbir usta yapamaz
Bir kere yanlış iliklersen düğmeyi
Tamamen kaptırırsın hayatın düzenini
İşte bana bundan oldu
Çıkış yollarını kaçırdım hayatın
Mutluluk virajlarını alamadım
Kaçamadım üstüme üstüme gelen acılardan
Yarım bırakacak kervansaraylarda durdum
Uçurumlarda anılar biriktirdim
İşte sonunda yine aynı yoldayım
Değişen bir şeyin olacağına inanmadan
Sessizce yürümeye
Anlayacağınız şekilde söylemek gerekirse şayet
Yaşamaya devam ediyorum
Yaşam denir mi buna?
Bende bilmiyorum…