Düşlerimi dişlerinle parçalarken
Islandı gök kubbe gözyaşlarımla
gün girerken gecenin soğuk koynuna
sanma ki yük değil sensizlik
aklımın dizlerine.
Kırık aynalarımı tamir ederken
kanadı ellerin, inkâr edemem.
Sen güzel gör diyeymiş kendini bende,
meğer tüm çabaların.
Tanışı

Lavinya Dergisi 4. Sayısı
Lavinya Dergisi Melis Gülcan Kapağı İle Sizlerle! Mayıs 2022 Aylık Kültür, Sanat, Edebiyat Dergisi! Şimdi Dergimizi Okuyun!Lavinya Dergisi
NOKSANLAR KENTİ RADYO DİNLE
Lavinya Dergisi
Son Eklenen Yazılar
UNUTULMAK ÖLÜMLERİN ANASI

MARTILAR
Kim atar bir daha martılara
Sevincimizden böldüğümüz ekmekten
Bir parça koparıp
Yüzümüzdeki tebessümden
Kim bahseder
Martılara rüzgârı sorup
Fırtına gibi estiğimizden
İçimiz hoyrat rüzgârda savrulan saçlar misali
Dökülüyoruz ve dağılıyoruz
Gülüşümüzde güneş çiziyoruz gökyüzünde
Üzüntümüzde bulut gib

BİTTİ DEDİĞİNDE BAŞLAYAN…
Tam bitti derken başlıyor hayat bazen
Burası son durak dediğinde
En başa sarıyor yaşamak
Dünya böyle bir şey belki de
Ölmediğin her sonda
Yeni bir başlangıcın elinden tutuyorsun
Beklediğin mutsuz sona
Mutlu son olabilme ihtimaliyle karşılaşıyorsun
Notalar çalıyor önce arka fonunda yaşadıklarının
Son

YAŞANMIŞ BİR KİTAP
Eskimişti, yıllar onu da yıpratmış geçmişteki ışıl ışıl halinden eser kalmamıştı. Cildi buruşmuş hayattan elini eteğini çekmiş sevdikleri tarafından rafa kaldırılmıştı. Artık hiç kimse onu merak etmiyor, doksan yedi sayfalık hatıralarını karıştırmıyordu.
Sayfalar da yaşlanmıştı zaten. Artık ba

LOKİ’NİN AYNASI
Bir zamanlar, tanrılardan doğmayan biri vardı. Aesir (tanrılar) soyundan değildi; kökeni jotun, yani devdi. Ama tanrıların yanında yürür, onlarla aynı sofrada otururdu. Kanı onlardan değildi belki ama kaderi beraber örülürdü. Ne içlerindendi tam ne de tamamen dışlarından. Her zorl

KALEM DEDİĞİN ON LİRA, AMA YAZDIRDIKLARI MİLYONLUK
Bir kalem alırsın... Ucuzdur, belki okulun kırtasiyesinden almışsındır. Ama o kalem var ya, sana öyle şeyler yazdırır ki, yüreğini masanın üzerine serersin de haberin olmaz.
Yazmak... Öyle romantik, öyle şiirsel bir şey değil her zaman. Bazen sinirden yazarsın. Bazen “Şu dertli gönlüm bir

BİR NEFES GİBİ SEN
Benim çiçek bahçemdeki her renk sendin
Rüzgarda dans eden kelebekler,
Hepsi senin adını fısıldardı rüzgâra.
Uyanırdı solmuş yapraklar dokunuşunla.
Yaşam tek bir nefes kadardır…
Doğduğun ve öldüğün an arasındaki
Tek bir fısıltı kadar kısa.
Adı olmayan, sesi olmayan,
Ama umudu olan bir bağ…
sensin.
Se

AL RENGİ DORUK
Uzun, upuzun bir dağa tırmanıyorum. Etrafım sessiz ve oldukça soğuk. Tek amacım doruğa ulaşmak. Koskoca dağda tek başımayım. Düşüncelerim çoğu zaman beni boğsa da yalnızlığımdan haz duyuyorum. Yoruldukça dinleniyorum. Dinlendikçe aşağıdaki insanların fısıltılarını duyuyorum. Birçoğu benim bu yolu ta

GÜL VE ÇÖL
Ben düştüm gül rengi bir çöle
Gül yağmura hasret, ben kırmızıya ben yeşile
Ne bahar geçti kirpik diplerimden
Ne gökkuşağı gıcırtısı kulağımın dibinde
Yığılırken sırtımdan çıkardığım tırnakların üstüne
Kondu gözümün ak bir parçası
Omzunda uyuyan paslanmış bebeğe
Sen yürüdün gittin yolsuz bir yöne
Ben

ELEK...
Taşıdığım şu kalburun geçti kullanma zamanı
Eleğinden döküldü sevdiklerim
Söküldü üzerimdeki mutluluk dilekleri
Giydiğim yalnızca hüzünden bir kaftan
Affet geçmişten getirdiğim güzel insan
Artık seninle yürümek istemiyorum
Bu yol beni boğuyor
Senin de ölmeni istemiyorum
Yaşamak için daha güzel anıla

SİTTE-İ SEVR
Nisan, takvimde baharın adıdır. Fakat Anadolu toprağı bu çağrıyı hemen duymaz. Dağ yamaçlarında tomurcuklar belirir, gökyüzü açılır, havada saklı bir sessizlik vardır. Işık gölgeleri kovalar. Soğuk, pusuda ve hala oradadır. Cemre düşer sırayla; hava ısınır, su çözülür, toprak canlanır. Bir kıp

PRANGALAR
Prangalamış hayat beni
Dört bir yandan,
Yitip gidiyor benliğim,
Anlayamazsın…
Ne konuşabilirim,
Ne de söküp atabilirim,
İçimde yangınlar,
Dışımda yanılgılar.
Bir başımayım,
Hatır da yok hatıralarda,
Ümit etmeyi de bıraktım.
Döndüm sırtımı tüm inandıklarıma.
Yalanlar ile çevriliymiş
Lavinya Dergisi
KISA YAZILARLavinya Dergisi
RÖPORTAJLARLavinya Dergisi
SON EKLENEN YAZI
UNUTULMAK ÖLÜMLERİN ANASI
Düşlerimi dişlerinle parçalarken
Islandı gök kubbe gözyaşlarımla
gün girerken gecenin soğuk koynuna
sanma ki yük değil sensizlik
aklımın dizlerine.
Kırık aynalarımı tamir ederken
kanadı ellerin, inkâr edemem.
Sen güzel gör diyeymiş kendini bende,
meğer tüm çabaların.
Tanışınca benim boy aynamda kendinle
kırdın, yıktın, parçaladın
-ben de dahil-ne varsa avuçlarında kanadım...
Teslim oldum çoktan cilvesine kaderin
yaşarım dedim sensizliği de sensiz
gördüğün kadar sığ değilim
inme derinlerime inemezsin a .........