Lavinya Dergisi

UĞURLANAN KADIN…
Mehmet YILDIRIM

Ben zerre koymamışken ağzıma bu meretten, Neden bu kadar sarhoşum şehrinde, Aşkından mı? Yoksa vuslata kavuşmayan bakışlarından mı?

Sonra bir yol çıkar karşına aniden
Sen adım atmayı umut diye görürsün
Bakarsın etrafına kimse yok
Elini tutan çoktan bırakmış seni
Yarım bir şiir kalmış masadaki kağıtta
Sonra biraz hüzün var
Sonra hayallerin idamını izlersin
Sonra kendini
Ve en çok kendini
Zor gelir yeniden başlamak her şeye
Yine de bu savaşta hep var olman gerekir
Çünkü yaşadığın sürece savaşmalısın dünya ile
Sevmek için bir şeyler vardır yine
Güvenmek için birileri
Acı çekecek anılar yaşayacaksındır yine
Hüzünlü geceler olacak ileride
Hepsini atlata atlata öğrenirsin aslında yaşamayı
Hepsi senin içinde yer edindiği kadardır
Sonra bir gün yeniden güneş açar bulutların ardından
Fırtına dinmiş olur
Gözünün önü açılır
Perdeler kalkar kalbinin önünden
Sen sevmeyi görürsün yeniden
Bir başkası başka gelir kalbine
İyilik dediğin şeyi hissedersin işte o an
İnsan neymiş öğrenirsin
Aşk o kadar kutsalken
Yanlış insanlarda tükettiğini düşünürsün
Düşünürsün de çaresi olmaz geçmiş zamanın
Üzülmeye yer aradığında görürsün insanı
İşte dersin işte insan dediğin bu
Yahut güvenmek böyle bir şey işte
Düştüğünde yanında beliren
Elini tutmasa da kalbine kol kanat geren
Sonra başlar dünya saadetin
Sen tüm geçmişini düşünmeye başlarsın önce
Seni anlayanın yanında sen olduğunu
Seni sürekli aşağılayanın değil
Seni sevenin yanında değerli olduğunu
Seni düşünmeye bile tenezzül etmeyenin değil
Sonra bakarsın aynaya
Gördüğün adam yabancı gelir önce
Kırıp dökmek istersin etrafı
Aynayı parçalamak, duvarları yumruklamak
Sonra sessizce oturursun köşene
Saatlerce kalırsın hareketsiz ve tepkisiz
En çok kendine haksızlık ettiğini
En çok kendini düşündüğünde anlarsın
Kendinden bile çok sevdiğin kadını
İşte öyle bir günde
Sessizce uğurlarsın
İçinden, kalbinden, hayalini kurduğun evden…