Bırak beni bu yollar uzun daha
Bırak upuzunken saçlarım, dökülecek
Bırak yanaklarım ıslanmamışken gözyaşımla
Kuru bir elveda ve ardında acı hatıra
Sabahları ayılmak zorlaşmadan bırak
Tepelerin boyu uzamasın
Lavinya Dergisi
YazarlarımızSAYAÇ
SESSİZ
Tut ki hiç dinlememişiz eski bir radyoGörmemişiz en uçsuz bucaksız tepeleriHiç olmamış kalbimizin ipleri elimizdeÇizik attığın tahta sıralar konuşmuş günlerceSusturucu takılmış bir tabanca gibi ölümünden rol çalmışÖlürken bile mesele olamamışsınVarsay ki gözlerinde bir nihayetle ortada kalmışsınÜzer
HİS
İçinden gelen kara ormanlar peydah olur anidenHer çiçek biraz isteksiz ve solmuştur artıkHüzünler sebepsiz ve gamzeler belirsizdirYüzün eskisinden yabancıdır aynayaÇünkü ayna gerçek bir dost gibi özler gülmeniVe belki de hiçbir zaman bırakmaz eliniYorgunluk ve bir bezmişlik düşman kesilirSaçlarında
TAKDİR
Tutmaz elim ve durmaz dilimBaş ağrıtsa da müziği susturmazGözlerini kaçırmaz en sarhoş aşıklardanRitim ahenkle salınır zihnindeki danslaHızlanan tempoda eller salınır sağa solaBak ki yak bir sigara en kuytu köşelere çıkıpGör ki hisset dumanı en yalnız müzik ezgileriyleSeç ki aklın kalmasın zamane ho
BELLİ BELİRSİZ IŞIK
Merdivenli yokuşlardan gidildiğinde fırtınaGökyüzü karardı yoldan çıkanların dönmüşlere anlattıklarıylaBoş meydanların şahit olduklarıVe birkaç parça ateşle var olduGözlerinden anladığın ne varsa dile döküldü nefes sesleriyleBir kartal havalandı sıcak bir gecenin öfkesiyleAgresif ama asla isteksiz d
HEP SEN MAVİSİ
Birkaç kelimeyle nasıl oluyor insanYani nasıl oluyor da en sevinçli insan oluyor birdenbireKalbinden bir yol buluyor ve geziyor gezegenleriUzun uzadıya düşündüğün uzun şarkı isimleriniYazmaya oturduğun ucuz roman fikirleriniAklından geçen binbir sen mavisiBen sarısıBiz yeşiliKahve kupamdan ormanlar
ESKİ
Ellerin elime ne çok yakışırdı iş çıkışlarıVe birtakım ahlaksız bakışmalar eşliğindeİnsanlarla dolu caddelerin arasında kısa kesişmelerleTeklifsiz gülüşlerleGözlerin bir şeyler fısıldadığı akşam vakitleriOysa her aşk biraz yarım kalmalıdırMutluluk çok da süremez çünkü bu bir kuraldırHovardalık böyle
TAŞ
Uzun bir yol var diye buradanTopraklı yollarla başlar, taşlı yollarla biterKaideler bozulmaz iyi kalpli birinin dileğiyleKalbi yetmez çoğu zaman her şeyeAğladığımız onca mesele uzar gider meselaOysa bize kalsa kapatır giderdik dükkanıAğlamayı bitiren emzik misaliBütün meseleleri söker atardıkBırak b
ÜTOPYA
Aldığı onca nefesin hakikatinde boğulur insanGözlerini bulutlara çevirdiğinde savurur dilekleriniÖyle ki kimse susuz kalmazKurak topraklardan şelale çıkarır insanoğluYine de suyu azalmazİntihar mektupları dolanır elden eleGençlerin gösterişsiz yaşamları uzak ellerde yok olurYine de bulunur çaresi en
KAÇAMAK BİRİ
Şimdi en çok kimin sesi çıkar sükunetin gölgesindeKimin nefesi daralır en yeşillik açıklardaGözleri ateş çıkarcasına yaşlanırKalbi sert bir kaya gibi taşlaşırEllerini tuttuğunda yakar insanıSaçlarını okşadığında sarar, bırakmazEn deli sırlarını açığa vurur, saklamazEn önemlisi de korkmaz hiçbir şeyd
SİYAH AYNALI RÜYA ALEMİ
Sarsılır en derinden dimdik durduğun kayalarYollar biter, dağlar ezilir, dostlar kafalarSarar kollarından sırtını kollarÜzülür çağırdığın binlerce yardım çığlıklarıKolu, kanadı, uçuşu, bakışıGörür gözleri gümüşten güllerAlır eline ve savurur yelindenAklı artık onun değildir, karışmıştır derindenAyna
AKŞAM VAKTİ
Ah o kara günlerin görülmez tarafıKara ormanların çam ağaçlarıÇiçekten yoksun ve kopkoyuGözlerinin daldığı akşam vakitlerinde inerken fırtınaYıllanmış sandalye gıcırdıyor köşedenEski bir hatıra selamlıyor penceredenAnlatmak istediğin ifadeyi karşılayacak alfabe bulunmamışKelimeler uyanUyan da çöz şu
SORGU
Penceresiz bir evin soğuk kısmında olmakGünlerin kovaladığı aylarınOkların bir kere çıktığı yayların peşindeGözlerin devrildiği mevzuların bilincinde olmakDoğuştan yanlış olmakSemtinin ücra köşelerindeSorgulamaya zorlamak kendiniAslında hep düşüncesiz, körkütük olmakNedir bu içine çeken biziGüneş de
MİNNET VE NANKÖRLÜK
Melodilerin arasında gezinen ellerKalplerin yansıması cümlelerNe güzel yazmışsınız ey büyük şairler!İşittiğimiz ne varsaOkuduğumuzİçimizden ne geçerse aynı zamandaKalbin çarpıntısıdır durdurduğumuzBunca yıldan sonra sonbahardaKim bakar gözleri dolmuş bir çocuğaİçlerden geçenlerDışarı vurumlarKötü dü
MİYAV
Mesafelerin dokunduğu onca bedenin güzellemesiKilometrenin milimetreye dönüşme hızıBir kalpten diğer kalbe olan yolculuk zamanına tekabül ederBurunların aşina olduğu kokulardanYüreklerin hop ettiği korkulardan büyür nice sevgilerSaçların kıvır kıvır olduğu zamanlar yaşanır türlü yüce şirinliklerYoll
RASTGELE
İnce parmaklarından dökülen incilerinKafdağı'ndan getirdiğin kahverengi taşlarlaKahve saçlarınlaYüzünde oluşan paralel ince çizgilerinIssız sokakta sevdiğin huysuz kediyleHuysuzun tekiyleEfsunlu kelimelerinden dökülen sihrinGüneşi beklerken gökten yağan yağmur suyuylaGözünün yaşıylaSote sokaklarda k
GEÇER
Tutulacak nefeslerin hakiki karanlığındaHiçbir baltaya sap olamamış onca bedenÜstüne üstüne gelen onca kötü şans eşliğindeGözlerin kapanıp aklın dümeni aldığı uzun gecelerO zaman zihnin de yardım edemez kalbin deO zaman onca kararsızlık hakim olur kalbineİşte o zaman binbir hayal kırıklığı binbir su
SIFIR
Hoşsohbet insanların kahkahaları sarar etrafıUzun bakışmalar derinleşir uzun soluklu öpüşlerleGözlediğin ne varsa insanaKısa zamanlı tanışıklıklarsa sana dairdirEksiltili bir cümle gibi ortada kalır zamane boşluklarındaTutup bırakmadığın ne varsaOmuzundan silkelediğin akışkanlıklar kenara bırakılırY
HATIRLA
Katili unutmaBoş umutların eşiğindeyken gördüğün muameleyiRastgele ve öylesine söylenen davetkar sözleriKaşlarını kaldırdığın zaman yıkılan devasa tepeyiDüzenbazı unutmaKim bilir kaç yüz arasından fark edilen gözleriniBir kişiye atfettiğin saçlarının lülesiniİçten bir tebessümde belli belirsiz görün
RÜYA
Ne ellerinle uzanabilirsin ölü bulutlaraNe uzun bir değnekleGözlerin boşa düştüğü uykulu saatlerin kaçınılmaz sonuYürüdüğünü zannettiğin an düşer gibi olursun önceSonra ağır ağır çıkarsın merdivenleriHer şey biraz daha bulanıklaşır fark ettiğindeGökkuşağı biraz daha renkliYıldızlarsa her zamankinden
TİK-TAK
Bin musibetin biri geldiğindeZaman o an durmasıyla meşhurdurDakikaların ve saatlerin oturma eylemi gibiYelkovanın akrepe aşık olması ya daYerinden kıpırdamamak için zamanı bükmesidirEskiyle yeninin birbirine kilitlenmesidirEllerin kenetlenmesiYa da koca koca şehirlerin çarpık kentleşmesi gibiBaştan
GÜN
Günlerin günleri kovaladığıKaplumbağının tavşanla yarışı gibiAradaki sonsuz mesafenin kafa karışıklığıGözlerden uzak olan her şeyin yalnızlığa yansımasıVe parmakların bir parmaklık gibi boğmasıPrangalar oluşturuyor özlemlerBileğine bağlanan bir sessizlik gibiHuzursuzluk bağırıyor içinden doğru aşağı
VAKİT
Yolunda gitmeyen her şeyin bir nedeni vardırKavuşmayan ellerin uzaklığı gibiMetro raylarının tersine elektriklenmesi ya daGözlerin yanlış yerde kapatılması gibiBekleten her şeyin süresinin bi anlamı vardırEn güzel çiçeğin tek bir mevsimde açması gibiEn güzel anların saçların en bukleli haline denk g
GEÇER
Yumru gibi kalır insanın boğazında o hıçkırıkKalplerin kırık gölgesindeYa da gözlerin kırgın pençesindeUzun uzun akan nehirlerleBoğazını sessizce temizleyen uslu bir yetişkin olmakKüçük bir çocuğu oyalamak gibi oyuncaklarlaTemkinlerle, yalan cevaplarlaÜstüne çöken onca acıylaÇözemediğin bilmecelerin