Lavinya Dergisi

DAĞINIK
Mehmet KEKEÇ

Tutsak kaldı dudaklarının arasında, Yüreğinin esaretinden kurtulamayan Seni Seviyorumlar.

Açılır perde perde, usulca kör karanlığın ardındaki duvarlar. Söz kanatlanır Anka kuşu gibi yanan yüreğimin küllerinden. İçimin dehlizlerine yalınayak bir yolculuk. Kendi derdiyle dertleşmek yalnızlığın en yalın hâli. Sere serpe, mavi ve kurşuni, sıradan bir akşamda hiç sıradan sayılmayan, içimi her daim paramparça eden dertlerin sahibi benim. Darmadağınık odam. Tıpkı hayatım gibi. Odamdaki dağınıklığın içinde kendime ait bir düzenim var ama; hayatım için aynı şeyi söyleyemiyorum. Öyle savrulmuş ki, yedi kilitli demir kapının ardında sakladığım yüreğim. Tüm duygularım bir yerde. Aşkı kaybetmişim büsbütün. Neresinde kaldığını bilmediğim kitapların satır aralarında, öylece duruyor masamın bir köşesinde. Arasam da bulunacağı yok gibi. Ya sevinç! Sahi en son nerede bırakmıştım? Kesin kanepenin altında kalmıştır! Bu aralar ortalıkta çok takılıyor ayağıma yalnızlık. Başucunda keder çalıyor zihnimin radyosundan. En çok onun nağmelerine eşlik ederken buluyorum titrek sesimi. Arada küfür de ediyoruz birlikte kadere. Dört köşe, dört duvar içinde mahşerin dört atlısı cirit atıyor dağınık hayatımın köşelerinde. Hani kimse dokunmasın hatta kırmasın diye kendimden bile esirgediğim o cevher. Benliğim. Özüm. Özenle büyüttüğüm, yetiştirdiğim; ben... Zamanı sonsuz acıya eşitlemek, Akrebi mızrak, yelkovanı kalbime saplanmış bir ok gibi yaşamak. Vasiyetini yazmak için zaman dilenen ölümsüz bir yüreğin son dileği, Atmayan kalbin son kez, Bir gün gerçekten sevilme arzusu. İçinin hezeyanlarına sağır, yangınlarına kör. Dalından ansızın düşmüş bir yaprak. Yağmurun yolcusu, rüzgarın yolcusu... Kısacası çaresizce kaderin mahkûm yolcusu... En az bu satırların düzensizliği kadar düzenli bir hayat. Bu düzensizliğin düzene kavuşması için bir el dokunmalı ömrüme. Tutup kaldırmalı düştüğüm yerden. Ve birlikte yeniden yüreğimin dağınık odasına bir çeki düzen... Sıfırdan başlamak, şu sıfırı tükettiğim zamanlarda... Sıfır bir hayat. Başına BİR-i gerek... Bir el tutmalı. Çekip çıkarmalı...