Lavinya Dergisi
KIRMIZI LOŞLUKİlk günahın matemi ellerimde şimdi Yürüdükçe bu loş kırmızı lambaları olan koridorda Duvarlara bulaştırıyorum parmaklarımın ucundaki sızıyı Sivrileşiyor zamanla dilim, öfkem keskinleşiyor -Arayış bu- denilen yolculukta bulabildiğim ellerim oluyor. Basamaklar yanılgılarımı ispatlarcasına tokatlıyor ruhu Ben yükseldikçe, değersizleşiyor vaat edilen güzellik Ama adım atmadan da uzlaşılamıyor loşlukla Çünkü duvarlarını parmaklarım kirletiyor. Bir el uzanıyor arkamdan omzuma Benim ellerimmiş meğer soyup, sıyıran eşyayı. Benimmiş meğer, etinden kazınan bu yaratılmışların günahkarı beden Oysa bakireydi, henüz aldatılmamıştı… Kim kardıysa bu hamuru, beni doğurdu sonra toprak İşte o zamandan sonra başladı milat Ağır sis dumanlarını dağıtan sıcaklığı arzuların, Dağıttı ellerimi omzumdan. Sıkışıp kaldığın yerde kemirerek kendini yaşıyorsun günah. Yaksınlar beni… İlk yasağı çiğnedin ve kanınla karıştırdın yaratılışa Yaksınlar beni… İlk günahın matemini bulaştırıyor parmaklarım. Böylece bir ismi olur tabanlarımı tutuşturan bu yangının. Çarmığa germeden ateşlensin fitili bedenin Böyle böyle akıtacağım basamakların terini Katlanabildiğim kadar zincir kırarak