Lavinya Dergisi
HUZURNe güzel şey yalnız olmadığını bilmek, Dengesini yitiren evrenle bir olup gönlünü eylemek…
Çok eski zamanlardan birinde, Bir çocuk yaşarmış. Yorgun bakışları varmış, Durgun gözleri, mutsuz yüreği Bir parça huzur ararmış, Ama ne fayda, Etrafında kim bulmuş ki, Sıra ona gelsin. Dünyaya gözlerini açar açmaz, Kocaman bir öfkenin ortasına doğmuş, Hiç bitmeyen,dinmeyen bir öfke… Önceleri geçer zannetmiş, Beklemiş gecelerce, senelerce Minicik bir bebekken çocuk olmuş, Büyüdükçe umudu ona yol olmuş, Sanmış ki yaş alırsam geçer. Büyürsem huzur gelir, beni bulur Ama umduğu gibi olmamış, Hep bir öfke daha, biraz daha Hep bir fazlası ama eksiği değil. Azıcık huzur diye diye Bir de bakmış ki avuçları boş, Dişleri sıkmaktan çürümüş, Dudakları ısırmaktan yara bere içinde. Değişen hiçbir şey yok, İşte o zaman anlamış, İnsanlar değişmez, düzelmez Yaş alır, yüzüne bir çizgi daha alır Ama huzuru almaz yanına. Gitmeye karar vermiş, kaçmaya Kimseyi almadan yanına, bir bavuluyla Diyar diyar gezmiş, Senelerce, günlerce, gecelerce Hep huzuru aramış, bulmuş da… Ama içinde bir yerlerde, Tarif edilemez bir boşluk varmış, Yeri bir türlü dolmayan. Kiminin aile saadetine bakmış, Kiminin pazar kahvaltılarına, Kiminin çay sohbetlerine, Bakmış da bakmış… Onda olmayan ne varsa işte, Huzursuzluk yapmış eninde sonunda. O zaman anlamış ki, Bazen huzur imkansızdır, öfke baki Doğuştan atılan bir temeldir insanoğluna duygular, Atsan atamazsın, satsan satamazsın Sen öfkeye doğdun, huzursuzluğa Bir kez yapışırsa yakana kurtulamazsın, Bu saatten sonrası yok, Bundan sonra sana huzur yok…