T/uzak sevdaların sandalı Düşlerin gerçeğe çarpmasıyla kopan Bir ayrılık fırtınasında Açık denizlerde parçalanan… Tarifsiz bir yoksunluk sonra Sonra alışılmış bir açık yara Tahtalarından sızan tuzlu su Yaralara işleyen bir nakış gibi basar acısını Daha çok tuz, daha çok ölümle… Tanrı hep ölümden yana Yaşamaya çalışmak boşuna Ölüm tüm yoklukların coğrafyası İklimler suskun sözcüklerde saklı Uzaktan bakıyor gelmediğin bütün yollar Bakışı uzak, bakışın t/uzak… T/uzak sevdaların siyah tülü Savrulur zamansız Örter yavaşça üstünü Tanyeli esince ansızın Tarifsiz bir ürperti sonra Sonra alışılmış bir ferahlık Sanki cennetin göz kırpması T/uzak yollarda başıboş dolaşan düşler Kaybolur ansızın sözcüklerin gecesinde… Tutuşan ellerin ateşi kadar derinden Dokunsan yakacak kadar parmak uçlarını Yüreğime değdiği yerde Sanki cehennemin elleri Sonrası… T/arafsız bir boşluk...