Lavinya Dergisi

İNSANIN HİKAYESİ
Gülşen SARIGÖL

"Yazdığın her harf,yazabildiğin her kelam ölümün elinden kurtardığın serçe kuşudur ve serçe telaşlı değilse öldü demektir"...diyerek kalemini kağıtla buluşturmuş milyonlarca insandan sadece bir tanesiyim...

İnsanın muhatabı yine insandır ve yeryüzünün kuralıdır ki insan muhtaçtır insana. Yalnızlığın yaratıcıya mahsus olduğu, insanın insanla bir olunca yaşayabileceği bu dünyada insan, iğnesiz ipliksiz işlemeler yapar bir başkasının kalbine. Dikişsiz nakışlar yapar muhatabı olduğu kalbe ki orada yer edinebilsin. İnsanın insanla iletişimi çarpışan suretleriyle başlar. Dilsiz dudaksız konuşan gözler usulca karar verir; alsam mı bu insanı hayatıma, ne kadar alsam, nereye koysam... Dış görünüşün önemli olmadığını savunan dil ile karşıdakini baştan aşağı süzen göz tezatlık içinde karar verir. Dış görünüşün ona hissettirdikleri doğrultusunda bir yer açar kalbinde. Küçük veya büyük, olumlu ya da olumsuz illaki açar o yeri çünkü insanın tüm duygularını gölgeleyen bir merak duygusu vardır; Adem ile Havva 'dan miras. Merak duygusu ile başlayan bu tanışma hikayesi bir mücadele hikayesidir aslında. Mücadele; bu ikili ilişkide kimin daha ağır basacağı ile ilintilidir. Daha ağır basan taraf genellikle kendine olan sevgisini diline dökmüş olandır sevgili okur. Dilini "ben" ile boyayan her daim ön plandadır. Neden? Çünkü kendine verdiği değer kadar değer görür karşısındakinden! Öyle ya da böyle, az ya da çok her insan sever kendini bir parça. Ve o sevginin ölçüsü insanın insanlık ölçüsüdür aslında. Kendisini çok sevip, o sevginin güveniyle mütevazı bir yaşam üzere olanlar da vardır; çok sevginin verdiği güvenle diline "ben"i tesbih edenler de... Birinci grup ötekileştirilmiş, gölgelenmiştir genellikle. Kendine verdiği değeri sergilemediği için değersiz kılınmıştır karşısındaki tarafından. İkinci grup ise tabiri caizse taht kurmuştur gönüllere. Kalplerde büyük yeri vardır! Bekliyorsak insandan sevgi, istiyorsak ilgi sergilememiz lazım benliğimizi sevgili okur. Diğer türlü sevilmeyiz, önemsenmeyiz. İlmek ilmek örülmüş bir yerimiz yoktur bir başkasının kalbinde. Varlığımız yüktür, yokluğumuz fark edilmeyen, görülmeyendir. Kendimizi sergiledikçe de kaybederiz insan yanlarımızı. Böyle bir çıkmazdır işte insanın hikayesi. Dengeyi sağlayabilmektir insanoğlu ve insankızının hikayesi. Usul usul sev kendini sevgili okur, öyle sessiz öyle sedasız. Senin insanın sevgisine yok ihtiyacın. Hakk sarsın dört yanını. Alemleri yaratıp da kitabında tek "ben" e yer vermeden "biz"diyen Hakk...