Lavinya Dergisi
HASRETİN ADI NAZIMNazım; sevdanın, hasretin, özgürlüğün adıdır. Türk Dili ve Edebiyatının Mavi Gözlü Devidir. Her şiiri her sözü kendine has ve özeldir. Kaleminin yarattığı her bir söz veya şiire bir mucizeye bakar gibi bakıyorum benimki ölümsüz bir sevda onu anmadığım gün yoktur mutlaka her gün bir şiirini okurum. Nazım’ı anlamak ve anlatmak şiirlerindeki zarifliği ve muazzamlığı hissedebilmek bu dünyadaki en büyük armağanlardan biridir. Bir insanın yazdığı her şiir nasıl oluyordu da bu kadar eşsiz güzellikte oluyordu düşünmeden edemem. Çok başkaydı onun kalemi sanki bu dünyaya bizlere mucizeler yaratmaya gelmişti. Bir sözü bile kalbe dokunurdu dokunmakla kalmayıp kalbi sızlatırdı adeta. Nazım’ın şiirlerini okurken insan mest oluyor olmamak elde değil. Birçok şiirler kazandırmıştır Türk Dili Edebiyatına sayılı şiirleri bestelenmiştir. Bunlara örnek verecek olursam eğer; Güzel Günler Göreceğiz, Ceviz Ağacı, Seni Düşünmek, Bulut Mu Olsam, Aynı Daldaydık ve daha birkaçı şeklinde devam etmektedir. Motorları maviliklere sürmeyi, sevdiğimiz insana şarkı dinlemek değil de şarkı söylemek istediğimizi belirterek sevginin yüceliğini, Gülhane parkında ceviz ağacı olmayı usta şairden öğrenmiştik. Aslında baktığınız zaman Nazım hayatın her yerinde var ben hayatın her yerinde olduğunu hissediyorum. Her bir duruma yönelik ya bir sözü vardır ya da şiiri Nazım gibi düşünebilmek, Nazım gibi yaşayabilmek hayat boyu Nazım’ı anmak. Hayatımda yer alan değerli insanlara Nazım’ı anlatmış ve onlara Nazım’ın şiirlerini okumasını tavsiye ederek şiirlerine alıştırmışımdır. Bu benim Nazım’a karşı boynumun borcudur. Böylesine eşsiz ve güzel adamı yaşatmayacağız da ne yapacağız? Hayatımda yer alan değerli insanlara Nazım’ı sevdirdiğim kadar keşke bir de Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olup öğrencilerime doyasıya gözlerim dolu dolu anlatabilseydim. Her çocuk bir kerede olsa bir Nazım Hikmet şiiri okumalı Nazım’ın ruhunu yüreğinde taşımalı. Belki bir gün eğer olur da Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olup Nazım’ı anlatmak nasip olursa öğrencilere ilk okutacağım şiir Yaşamaya Dair o gün sınıfta Nazım’ın şu dizeleri can bulacak: “Yani öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yani ağır bastığından.” Belki Tahir ve Zühre oluruz öğrencilerle. Bir insanın evinin duvarlarında şayet Nazım Hikmet’in fotoğraflarına ve sözlerine rastlarsanız o insanın yanına sessizce oturup dinleyin onu Nazım sevdası anlatılmaz sadece yaşanır. Nazım’ın dizeleriyle acılarına derman bulan Nazım’ın dizeleriyle aşkını itiraf eden Nazım’ın dizeleriyle umudunu dile getiren insanlar çok kıymetlidir benim için. Bundan birkaç hafta öncesinde bir parka gittim bu parkın adı Nazım Hikmet parkıydı parktan içeri girdiğimde aklımdan şunu geçirdim acaba burada Nazım Hikmetin o güzelim heykeli var mı diye aklımdan geçiriyordum biraz yürüdüm sonra heykeli fark ettim ben o gün o heykele heyecanla koştum heykelin büyüklüğü ve duruşu muhteşemdi. Gözlerim dolu dolu heykele baktım her bir bakışımda iyi ki bu dünyadan Nazım geçti. İyi ki bizlere sayısız eserlerini bıraktı diyerek bir kez daha binlerce kez minnetle, saygıyla ve özlemle kendisini andım. Her nefeste Nazım’ı yaşatmak dileğiyle. Gülhane parkına giderseniz ceviz ağacının orada ceviz ağacı şiirini okumayı ve fotoğraf çekinmeyi unutmayın. 😊 “Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma! Aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak.” “Ve biz yine bir kış daha geçireceğiz büyük öfkemizin içinde ve mukaddes ümidimizin içinde ısınarak.”