Lavinya Dergisi
SAYFANIN ARKA YÜZÜİnsanların görünen yüzlerinde ne var hiç kimse bilmiyor. Bazen en yakınlarımız bile… Kimi insanlar arka yüzümüzdekileri görmemeyi tercih ediyor, kör kalıyor o sayfaya. Kimileri açıp okusa da anlamıyor bizi ya çeviriyor sayfayı ileri ya da karalıyor orada yazan cümlelerin üstünü… Hiç kötü bir kapağın ya da karalanmış bir sayfanın arkasını merak eden oldu mu? Denesek belki kitabın en güzel sayfasıdır, bilemeyiz… Bir insanın arka sayfasını görmeyi denedik mi hiç? Görünenin ardında hep kötü şeyler yatmaz, bazen kötü bir kalpte iyi bir davranış, iyi bir kalpte kötü bir inanış olabilir. Sayfayı çevirmezsek nereden bilinir? İnsanlar böyledir. Kötü görünüşün içindeki güzelliği bilmeye tenezzül etmez. Kötü davranışın ardındaki sebebi de dertlerin getirdiği kederi de o kötü sayfanın ardındakini de… Ama bazen bizi tüm yaşanan kötülüklerin, kederlerin arkasından iyilikler karşılar. Bu zamana kadar çevrilen tüm sayfalara değer o kötü zamanlar. İyisiyle kötüsüyle kitabı oluşturur tüm sayfalar. Bir kitaptır ömür. Okudukça akıp giden. Elbet bir sonu vardır. Bazen yavaş aksın diye dinlene dinlene okuruz kitabımızı. Bazen de sabırsızlığımıza yenilip hızla okuruz sayfaları. Ama hepimiz biliyoruz ki biz okumazsak, çevirmezsek sayfaları bizi hiçbir zaman nelerin karşılayacağını bilemeyiz. Görünenden ziyade görünenin arka yüzünü görebilmek aslında tüm mesele. Bazıları da kitabını kendi yazmayı tercih eder. Arka sayfasının kötü olma endişesini taşımadan. İşte böyle insanlardır asıl yaşamın anlamını taşıyan. Her yeni sayfada hayatın tadını çıkaran. Okuduğu her ayrı kitaptan minik izler taşıyan, arka sayfayı çevirmeyi başaran… Kitabın sayfalarını cesurca karıştıran; kopan sayfaları bile kitabın arasında taşıyan. İyisiyle kötüsüyle kitabın sonuna varan, hayat sayfasında ön yüzü de arka yüzü de yaşayan…