Ansızın olan şeyleri sevin; Bir an da boynunuza sarılanları, Üzerine çok düşünülmeyen iltifatları, Ağaçtan düşen o kuru yaprağı. İlk düşen kar tanesini sevin mesela, Camınızı buğulayan yağmur damlasını, Çıkarı olmayan nasılsınları, Saksıdaki ilk filizin yaprağını. Bazen de bir gün doğumunu ya da gün batımını Fark etmeden geçen zamanın size bıraktığı mirası, Her gelen yeni yaşı, yüzünüzde kalan tüm kırışıklıkları, Omzunuzda biriken hakiki dostun gözyaşlarını. Merhabaları sevin, Özledim diye arayanları; gerçekten hatır soranları, Beklemediğin anda gelen itirafları, Sizin için söylenen kalpten tanımlamaları. Ansızın gelen mutlulukları sevin. Telaşı olmayan hislerin dupduru huzurunda, ansızın esen rüzgarla saçınızın savruluşunda, İlk yağmur damlasının yüzünüze dokunuşunda. Şaşırmayı sevin, Dünyaya gözlerini yeni açmış bir bebeğin, Gönülden adanmış bir iyiliğin, Dokunmadan da sevebilmenin içtenliğini, hissedin. Ansızın gelen şeyleri sevin. Üzerine çok düşünülmeden kurulan cümleleri, Kendiliğinden olan güzellikleri, Hissedilerek yapılan her şeyi…