Lavinya Dergisi
YORULDUK"Yazdığın her harf,yazabildiğin her kelam ölümün elinden kurtardığın serçe kuşudur ve serçe telaşlı değilse öldü demektir"...diyerek kalemini kağıtla buluşturmuş milyonlarca insandan sadece bir tanesiyim...
Kimi zaman olandan, çoğu zaman olmayandan, Gelenden, gidenden, Var olmuş ve yok olmaya yüz tutmuşlardan, Epeyce yorulduk... Burası dünyaydı meali fanilik, tefsiri yokluktu... Var ile yok arasında, belirsizlikler gölgesinde Hallice yorulduk... Gündüzlerin hengamesi yordu çoğu zaman, Ve biz gecelerin sükutunda dinlendik. Sükutların arkasında duyulmayı beklerken, Beklemekten de yorulduk... Bir yaratılmıştan kaçtık, Bir diğerine sığındık... Koştuk, koştuk; ah nasıl yorulduk... Bizden olan geçip izlerken bizi Bizden olmayana umut bağladık. İlmekler attık olmayacak olanlara, Sağlamlığına inandığımız ilmekler... Sonra tam o bağladığımız yerden koptular Biz yine yorulduk... Yorgunluklarımız arayışlarımız oldu sonra Bir durak aradık, bir pencere, bir nefes... Bulduk, bulduk sandık... Sandıklarımızla da yorulduk. Fazla anlam yükledik kazandıklarımıza, Ağladık ha ağladık kaybettiklerimize, Her doğan güneşle tazelendi acılarımız, Kabukları tutar tutmaz koparıldı yaralarımız, Ve biz canımız yanarken de yorulduk... Yorgunluklarımız kirletti sandık, Temizlenmek için sarıldık, Bazen bir çiçeğe, bazen bir çocuğa En çok onlar temizdi çünkü Öyle inandık... Sonra 21. yüzyılda çiçek olmak 21. yüzyılda çocuk olmak... Buz gibi vuruldu yüzümüze Ve biz, biz temiz olanda da yorulduk. Yaşamla ölüm arasına sıkışmış, Ne yaşamış, ne ölmüş... Ne tam olmuş, ne yarım kalmış... Buydu dünya insanın adı; Var ile yok arasında koca bir boşluk Yorgun, yorgun çok yorgun...