Lavinya Dergisi

KADINLARIN NESİ VAR?
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Bir arkadaşım bu kitabın İngilizcesini okuyup benim de okumamı tavsiye etmişti. Kitabın orijinal adı “The Trouble with Women” ve ben bu kitabın Türkçe çevirisini bir kitapçıda gördüğümde hemen zihnimde bir ışık yandı ve bu kitabın arkadaşımın bahsettiği kitabın Türkçesi olduğunu anladım ve kitabı satın aldım. Bu kitabın yazarı Jacky Fleming adlı bir karikatürist. Ben de öğrendiğimde şaşırdım çünkü ben bu kitabın normal yazıları olan bir kitap olduğunu düşünmüştüm. Meğerse karikatürlerden ve o karikatürlere ait kısa yazılardan oluşan bir kitapmış. İşin en güzel tarafı bu kitabın bir saat gibi kısa bir sürede okunabiliyor olması. Kitap “Kimsenin sözüne inanma”* cümlesiyle başlıyor ve dünyaca tanınan ve literatüre geçen bazı DAHİ yazar, filozof ve bilim adamlarının (Jean-Jacques Rousseau, Baron Le Coubertin, Schopenhauer, Maupassant ve Darwin) kadınlar hakkında söylediği muhteşem fikirleri ve sözleri ile dolu. Kitap kronolojik bir sırayla ilerliyor ve kadınların yaşadığı zorlukları mizahi bir dille anlatıyor. Bu kitabın 2017 yılında Artémisia Mizah Ödülü’ni kazandığını da belirtmeliyim. Kitabı okurken kimi zaman kızıp sinirleniyorsunuz, kimi zamandan sinirden gülerken buluyorsunuz kendinizi ve kimi zaman da kahkahayı basıveriyorsunuz. Bu kitap vayy be bu kadınlar da neymiş, pardon ne değilmiş dedirtiyor size (bu cümleyi kitabı okuduğunuzda çok daha iyi anlayacaksınız). Kitaptan beğendiğim birkaç alıntıyı sizinle paylaşmak isterim ama öncelikle şunu belirtmek isterim ki bunlar aslında en beğendiklerim değil çünkü bazı yazılar karikatürlerle öyle güzel bütünleşmiş ki onları burada size gösteremediğim için şimdilik bunlarla idare etmeniz gerekiyor: • Eskiden hiç kadın yoktu. İşte bu yüzden, okuldaki tarih derslerinde kadınlara rastlamazsınız. Erkekler elbette vardı ve büyük kısmı da dahiydi. • İlk kadınlar nasılsa ufak beyinli oldukları için eğitime ihtiyaçları yoktu. • Kadınların gece görüşleri zayıf olduğu için akşamları dışarı çıkmalarına izin verilmezdi. Zaten bir yere götürülemeyecek kadar duygusallardı; bu yüzden içeride kalıp çoğu zaman histerikçe ağlarlardı. • Hapsoldukları Ev İçi Alanın dışına çıkmaya cüret eden kadınlara Düşmüş Kadın gözüyle bakılırdı. … Düşmüş diye adlandırılmanın birçok yolu mevcuttu. Mesela saçını yandan ayırmak, akıl sahibi olmak ve bu hususi aklı kullanmakla kalmayıp aklındakileri dile getirmek veya doğumdan sonra bakire kalmamak. Ve elbette sadece kadınlar düşebilirdi. • “Tanınmış, saygın adamların bir listesini yapıp tanınmış, saygın kadınların listesiyle yan yana koyarsak, erkeklerin her konuda olan üstün olduğu açıkça ortada,” demişti Darwin. Bu kitap hem tarihin sayfalarına geçebilen bazı kadınlardan hem de tarihin sayfalarına gömülen, yani kitapta geçtiği gibi tarihin tozlu çöp kovasına atılan sayısız ve isimsiz kadından da bahsediyor. Kitap, birbirlerini tarihin o tozlu çöp kovasından çıkarmaya çalışan kadınları resimleyen bir karikatür ile bitiyor ki bu bence çok anlamlı olmuş. Bence bu kitabı okuyun ve de başkalarına da tavsiye edin, pişman olmayacaksınız. *Kraliyet Bilimler Akademisi’nin sloganı