Lavinya Dergisi
BİR YILIN HİKAYESİVe yine Aralık. Yılın açabileceğimiz son kapısı. Zor bir 'yıl' değil, bizi dik bir yokuştan soluk soluğa çıkaran bir 'yol' oldu daha çok. Belki de geçtiğimiz yıllarda öğrendiklerimizden daha fazlasını öğrendik bu yılda. Mesela durmayı öğrendik. Hareketliliğin bizi hiç istemediğimiz sonuçlara vardıracağını idrak ettik. Sevdiklerimizden uzak kalmayı öğrendik. Annemize, babamıza, evladımıza uzaktan bakmayı yeğledik. Eğer ki sarılsaydık belki de sonsuza dek uzak kalacaktık. Yalnızca gözlerle bile sevgimizi hissettirebileceğimizi öğrendik. Kendimizden daha çok başkalarının hayatını düşündük. En samimi dostumuzla, mahallenin bakkalıyla, otobüste başını cama dayamış hikayesini hiç bilmediğimiz bir yabancıyla ya da en sevdiğimiz insanlarla hep “mesafemizi koruduk." Herkes için geçerli olan bu şeylerin dışında 'sana ne öğretti bu dik yokuş?' diye sorarsanız, bana bir de sevmeyi öğretti derim şüphesiz. Birini her şeyiyle sevmeyi... Değiştirmeden, yormadan, olduğu gibi. Bütün karanlıklardan o sevgiyle aydınlığa çıkmayı öğretti. Bunun yalnıza sevgiden ibaret olmadığını adeta bir adayış olduğunu öğretti. Sabretmeyi, beklemeyi. Sabrederken ve beklerkenki yorgunluğa katlanmayı. Birinin yüzündeki tüm detayları ezber etmeyi ve onun yanındayken evindeymiş gibi hissetmeyi öğretti. Acılara sarılabilmeyi, bir başkasının yarasını sarmaya çareler aramayı öğretti. Ve bu arayışta bazen kendini kaybetmeyi... Çoğunlukla güzellikler getirmek yerine bizi isyana sürükleyen hezeyanların ardından, ettiğimiz isyanda haksız olduğumuzu ve her şeye rağmen şükretmeyi öğretti günler. Bahçemizi talan etmemeyi, sevgiyle ekilen çiçekleri umudumuzdan mahrum bırakmamamız gerektiğini fısıldadı bize aylar. Yolun daha başında olduğumuzu ve bu yolu beraber yürümeye karar veren bir bekleyenin olduğu müjdesini verdi saatler. Bu yıl için yolun sonu. Belki bizi daha dik bir yokuş bekliyor şimdi. Fakat bu öğrenilenlerle nasıl yürünmesin o yollar? Her şeye katlanabilirmiş gibi hissederken kalp, nasıl sustursun telaşlı atışını? İsterse görüp göreceğimiz en çetrefilli yolu sunsun bize bu yıl. Şimdi bizim için zaman, gerekirse beklemek, daha çok sevmek ve hep şükretmek zamanıdır.