Lavinya Dergisi
UYKU SENFONİSİHayal orkestramla baş başayız. Jalûziyi kaldırıp gökyüzüne bakmazsam, yıldızlar ve dolunay bile katılmıyor davete bu gece. Hangi müzikler beyni dinlendirir? Sorusu üzerine konuşmaya başladık. Yağmur sesi, cır cır böcekleri, Airstream'den Electra ya da Mozart’tan 40. senfoni dinleyelim. Derken bizzat ben, sohbeti koyun saymaya getirdim, o sıcak soba dibine. Sonra bir hamak hayal ettik, deniz kenarı, altın kumsal, hafif bir meltem. Çabuk değişti ruh halimiz, yün yorgana geri döndük, oyuncak peluşlara, kakaolu mum kokusuna, belki uyku öncesi bir tütsü yakmaya... Bir miktar sustuktan sonra sohbete devam ettik. Sözü açan yine ben oldum. Peki, uyku insan ömrünün ne kadarını kaplar dedim? En az üçte biri dedi arama motorları. “Sahi o kadar uyuyor muyum?” diye düşündüm geceye sığınarak. Hayal orkestrama baktım, onlar da düşünceliydi. Aynı şeyi düşündüğüne karar verdim. Çocukken uyumamak için verdiğim çabaya üzüldüm. Pazar gecelerine olan düşmanlığımı hatırladım. Okul vakti diyen annemin sesini ve anında ayağa dikilişimi selamladım! Uykumuz biraz ağırlaşmaya başlayınca, mercan resiflerini düşündük, dalga sesini sevdiğimize karar verdik tam şu anda. Denizkızlarının gerçekliği konusunda oldu son sohbetimiz. Ben hayal dedim, onlar isminin aksine gerçek. “Kitap mı okusam, şiir mi söylesem?” İkilemine düştüm, göz kapaklarım havlu attı, düş balonlarına gömüldüm. Rezene çayı kaldı aklımda, hayal orkestrama ikram etsem mi sıcak sıcak? Ayıcıklı pijamama mı sarılsam yumak yumak? Seçemedim. Sağa döndüm, sola döndüm, tavana baktım ve daldım. Bir zaman uyuduktan sonra uyandım. Baktım onlar sessizce uyuyordu. Uyku senfonimizin galibi hayal orkestram olmuştu. Saatin tik tak sesi geldi kulağıma, kafamı yastığa gömdüm. Âşık olduğum o şehre gitti aklım, ah benim al yanaklım. Uyursam yine rüyama girer diye düşündüm. Kapattım gözlerimi, beynim seslendi: “Yaş aldıkça uykuyu sever oldun, oysa sen uyanıklıkla arkadaştın.” Altta kalmadı kalbim cevap verdi: “Büyüdükçe arttı dertleri, sadece uykusunda canını yakmadım.” Derin bir nefes aldım, beynime ve kalbime, bedenimi kapattım, bulutlara gittim, derken telefonun alarmı acı acı çaldı ve yine gerçeğe uyandım!