Lavinya Dergisi
KART ATMAKÇocukluğumdan beri mektuplaşmayı ve kart atmayı çok severim. Anadolu Lisesi hazırlıkta okurken dünyanın farklı ülkelerinden mektup arkadaşlarım vardı ve onlarla İngilizcemi geliştirmek için mektuplaşıyordum. Bana çok şey kattığını düşünüyorum. Çok güzel bir deneyimdi benim için. Günümüzdeki teknolojik gelişmeler sonrası benim ülkem mektuplaşmak ve ya kart göndermek konusunda çok değişti. Bayram tebriği veya yılbaşı kartı gönderme adeti eskilerde kaldı artık, uzun zamandır yok hayatımızda. Artık e-mail, SMS, WhatsApp var hayatımızda. Oldukça soğuk bulduğum ve kişisel olmaktan çok uzak olan bu uygulamalar beni mutlu etmiyor. Posta kutumuz sadece faturalarla doluyor. Bak postacı geliyor şarkısındaki dört gözle beklenen ve bize pek sevinçli haberler getiren postacılar yok maalesef hayatımızda. Yurtdışında yaşamaya başladığımda buradaki insanların birbirlerine hala kart gönderdiğini görünce çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Buralara teknoloji uğramamış mıydı yoksa diye düşündüm. Tabii ki uğramıştı ama buradaki insanlar bu güzel adetlerinden biz Türkler kadar kolay vazgeçmemişti. Buradaki birbirlerinden güzel ve rengarenk kartları görünce dedim ki ben de ‘Belki ben bu adeti Türkiye’de yaşayan dostlar, akrabalar ve arkadaşlarımla tekrar başlatabilirim.’ Güzel ve rengarenk kartlar aldım. Hepsinin yılbaşlarını güzelce kutladım. Adreslerini istedim ve postaneye gidip kartları attım. Son seferinde ise kartların içine herkese farklı şekilde resimli (tasarımı kendime ait olan) güzel mesajlar yazdım. Üç sene boyunca sevdiklerime yılbaşı kartı gönderdim. Posta kutularında faturalar dışında el yazısı ile adlarına gelmiş bir zarf görmek onları mutlu eder diye düşündüm. Ve etti de... Zarfların arkasına kendi ev adresimi de yazdım, belki onlar da beni mutlu etmek ister bana da kart gönderirler diye. Ama geçen bu üç sene zarfında bana sadece bir arkadaşım geri dönüş yaptı. Geçen sene bu yılbaşı için 11 kişiye kart gönderdim ve zarfların içine birer de resim iliştirdim ama kimse bana kart göndermedi. Ve Facebook Göçmen Anneler grubunda isteyenlere yılbaşı kartı gönderebilirim diyen bir kişiye adımı ve ev adresimi verdim özelden ve kadın 3 gün içine bana yılbaşı kartı gönderdi. Hiç tanımadığım bir kadın benim ve ailemin yeni yılını kutladı ve sevdiklerimden hiçbirinin yapmadığı akıllarına dahi getirmediği şeyi yaptı. Sürekli posta kutuma baktım bana bir şeyler gelmiş mi diye ama bir süre sonra anladım ki kimse bana bir şey göndermeyecek. Gerçekten bu kadar zor muydu bunu yapmak? Ve de düşündüm: ben bu işi karşılık bekleyerek yapmıştım ve üç yıl boyunca hiç karşılık göremeyince sevdiklerime kart göndermenin iyi bir fikir olup olmadığını sorgulamaya başladım. Sosyal psikoloji dersinde öğrendiğim bir şey aklıma geldi. Sürekli istemediğin bir durumla karşılaşıyorsan yapman gereken iki şey var: ya tutumunu ya da davranışını değiştirmek. Yani benim durumumda ya karşılık beklemeden kart yazmaya devam edecektim ya da kart yazmayı bırakacaktım. Kararım şu oldu: Ben kart yazıp sevdiklerimi mutlu etmek görevimdem an itibariyle isitifa ediyorum. Görevim boyunca elimden geleni yaptığımı ve herkese bana kart göndermeleri konusunda yeterince şans tanıdığımı düşünüyorum. Benden sonra görevi devralacak arkadaşa bol şans diliyorum. Sizi faturalarınızla başbaşa bırakıyorum. Benden bu kadar sevgili arkadaşlarım.