Lavinya Dergisi
GİT(ME)Ne güzel şey yalnız olmadığını bilmek, Dengesini yitiren evrenle bir olup gönlünü eylemek…
Gidiyorsun, Neyin var neyin yoksa alıp gidiyorsun, Pılını pırtını toplayıp gidiyorsun, Günahlarına bir yenisini daha ekliyorsun, Arkandan bakakalıyorum, İçimden “Gitme!” diye haykırıyorum. Gitme! Gidersen unutursun, Gitme! Gidersen unuturum. Bir gün ağlarım, iki gün ağlarım Sonra yokluğuna alışırım, Yemin olsun ki unuturum, Tanıştırma beni yokluğunla, Yapma işte, alıştırma! Elini, kolunu sallaya sallaya gidiyorsun, Ağlamak mı, hem de nasıl Göz pınarlarım kurudu, Yatak döşek yattım gecelerce, Satırlara seni yazdım hecelerce, Aramadın, sormadın Be vicdansızın oğlu, Hiç mi bana yanmadın? Yandın bilirim, hem nasıl yanmak? Divane oldun sokaklarda dolandın, Ondan bundan derman aradın. Onca zaman sonra, Sen orada, ben burada Unutmaya yüz tuttuğum şu zamanda, Dikilmişsin arsızca karşıma, Sakın gelme istemem! Alışırım demiştim, artık beklemem Gittiğin yerden tekrar tekrar vurma beni, Olmaz dediğim ne varsa getirdin başıma, Seni ilk gördüğüm güne lanet okutma, Ağzıma türlü türlü ahlar aldırma. Var git işine bekleyenin vardır, Gözün arkada kalmasın bekleyenim hazır, Sen benim cehennemim oldun, Beni ateşlere attın da öyle soğudun, Bense hep sıcak kaldım, Ateşimi harladıkça harladım, Bundan böyle sana mevsimlerden kışım, Her iki cihanda da bil ki alacaklınım.