Lavinya Dergisi

MASKELİ BALO
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

En şirin halimiz hangisi? En mutlu, dağınık, öfkeli, gergin, umutsuz. Kaç maske takarız yüzümüze? Yaş aldıkça artar mı? Azalır mı sayıları? Taktığımız maske bize mi yük? Anlamaya çalışana mı? Sahte miyiz aslında? Pollyanna suretine bürünmüşken, içimizden kötü cadı misali haykırmak geçiyorsa ve büyülü elma vermek istiyorsak balodakilere? Herkes neye olduğunu bilmediğimiz kahkahalar atarken, Bugs Bunny gibi en sevimli halimizle “Naber cınım?” demek istemiyorsak, kafamızı bile kaldırmadan geçmek istiyorsak kahkahalı kalabalık içinden? Ispanak sevmiyorsak Temel Reis gibi davranmak niye? Balodakiler gücümüzü görmezse ne kaybederiz? Distopyalara inanmıyorsak, robotların diyarını anlatmak, Jetgiller misali kelamlar neden? Kalabalık sevsin diye mi Superman pelerini giyeriz? Sahi uçabilir miyiz? Şeker Kız Candy’nin pembe balonlarını saçmak ortaya, bakışları toplamak üstümüzde, yetmez mi büyük hayran kitlesine? Red Kit’in ‘cool’ duruşu sergiliyorsak yürürken bile, maskesi ağır gelmez mi hepimize? Şirin baba olgunluğuyla davranırken içten içe Gargamel gibi koşturmayı istemek. Aslında ben şirin yakalamayı istiyorum diyebilmek zor mu balodakilere? Prenses Belle gibi güzeli temsil ediyorsak, lakin içimizdeki çirkini artık saklamak istemiyorsak derine? Rapunzel benzeri sarı ve uzunsa saçlarımız, oysa sadece maskeyse bu görüntümüz? Peruk altında kısacık ve siyahsa ruh halimiz? Saklanmak değil mi bu, kısa çizgiye özenip satır arasına siluetimizle? Aurora gibi kat kat balo elbisemizle yaptığımız vals sıkıcıysa? Kalabalık kavalyeleri ile dönerken kendi etrafında, biz rap yapmak istiyorsak fütursuzca? Bir ki üç… Sahtekârlık değil mi yaptığımız adımlarımızla? En dürüst halimiz hangisi? En mutsuz, düzenli, naif, sakin, umutlu. Kaç maske takarız yüzümüze? Yaş aldıkça azalır mı? Artar mı sayıları? Taktığımız maske anlamaya çalışana mı yük? Bize mi yük? Gerçek miyiz aslında? Pollyanna, Bugs Bunny, Temel Reis, Jetgiller, Superman, Şeker Kız Candy, Red Kit, Şirin Baba ve diğerleri… Hiçbiri değilsek aslında çoğu zamanki mış gibi. Neşe, kederin maske takmış hali olmamalı. Düşen maskeler tekrar takılmamalı. Karın kalkması mı gerek gerçek biz için? Yazı getirmek elimizde değil mi? Bu oyalanma hali bitmeli! Herkes eksiksiz baloya katılmalı! Nasıl hissediyorsa öyle davranmalı. Dilerse susmalı, uçmamalı, rap yapmalı, somurtmalı, saçlarını kazıtmalı. Sevmiyorsa ıspanağı hiç tatmamalı! Üzgünse ağlamalı! Ya da sevinçliyse coşmalı! Hayat misali balo, balo misali hayat, başka anlamlar aramamalı! Belki kötü cadı, Gargamel, çirkin ama sadece kendi olmalı! Aynadaki gördüğü yüzün suretine sarılmalı, içinde an hangi hissi barındırıyorsa onu yansıtmalı! Belki yalınayak, apartman topuk, çıplak, giyinik, karamsar ya da melankolik ne fark eder, özünün farkına varmalı… Bütün maskeleri yakmalı!