Lavinya Dergisi

SENİ SEVMEK
Gülşen SARIGÖL

"Yazdığın her harf,yazabildiğin her kelam ölümün elinden kurtardığın serçe kuşudur ve serçe telaşlı değilse öldü demektir"...diyerek kalemini kağıtla buluşturmuş milyonlarca insandan sadece bir tanesiyim...

Seni sevmek; yağmura yazılmış şiirleri bırakıp bir kenara, gökyüzüne destanlar yazmak gibi... Seni sevmek; deniz manzaralı bir balkonda denizin ötesini seyre dalmak gibi... Seni sevmek; burnunda tütmeden, kursağında kalmadan kucaklamak tüm hevesleri... Seni sevmek; bir bebeğin ilk tebessümü, bir annenin mutluluk göz yaşı... Seni sevmek; şerlerin sonuna gizlenmiş hayır, nikah masasındaki gelinin dilindeki evet gibi... Seni sevmek; kabullenmek tüm olanı, olmayanı ve belki hiçbir dem tadılmayacak olanı... Seni sevmek; gökyüzüne salınmış uçurtmayı izlemek, gözden kaybolana dek... Seni sevmek; bir şehirde, bir mısrada yahut bir masada her defasında yeniden yeniden yitirmek kendini... Seni sevmek; benliğini koymak bir kenara... Sen olmak, kanından canından bir parçaymış gibi... Seni sevmek; cümleler kurmak sana, kuramamak bazen... Yazmak, yazmak, yazıp da silmek... Seni sevmek; 21. Yüzyılın soğuğa çalan şu günlerinde içimi ısıtan bir tutam iyi niyet, bir yudum güzel huy... Seni sevmek; bir bardak suya bile hürmetle bakan insanın sevgisi... Seni sevmek; ağzından çıkmayan kelâmlara bile kırılmak... Ağzından çıkanları ise bir bir ezber etmek... Başıma gelen en güzel eylem seni sevmek... Aştığım tüm zorlukları unutup bir çift göze yenilmek... Seni sevmek; utanmak harflerden, korkmak kelimelerden... İnsani duyguların en güzeli, en özeli... Seni sevmek insan olabilmenin adı... Dün yok, yarın olmayacak ve ben bu inançla bugün seviyorum seni...