Lavinya Dergisi

EKSİKLERLE TAMAMIZ
İlke Aslı ERDOĞAN

Durupta bakmalı akıp giden zamanda, yaşamdaki ufak detaylara...

Her zaman en mükemmeli istiyoruz. Her şeyde tam olalım, eksiksiz, kusursuz… Biri bir şey yaptıysa biz neden eksik kalalım? O yapabiliyorsa biz ondan daha iyisini yaparız. Hep tam olmak için çabalar durur ama hiç tamamlanamayız. Kendi eksikliklerimizi tamamlayamayız bir de üstüne kalkıp başkasının eksikleriyle dalga geçmek için elimizden geleni yaparız. Kilo verememiş, her şeye sahipmiş, sınavlarda başarılı olamamış, onun varmış senin yokmuş… Bunlar ne kadar önemli ki hayatta. İnsan eksiklikleriyle özel değil mi? Herkes kusursuz olsaydı birbirimizden ne farkımız kalırdı? O halde neden herkesi birbirine benzetmeye çalışıyoruz. Eksikleriyle kabul etmiyoruz. Oysa biz eksikliklerimizle farklarımızı ortaya çıkarıp benliğimizi ediniyoruz. Herkesin farklı olduğu bir yaşamda nasıl aynı olmaya çalışıp birbirimizi zorlarız ki ve bir an gelip birlikte olduğumuzda çevremizdekilerden hiç farkımız yoksa ne özelliği kalır aynı ortamda bulunmanın. Bir topluluk oluşur içinde hep sen… Biz insanoğlu çabuk sıkılan varlıklarız. Bulunduğumuz ortamda her birey kendi olmak yerine hep seninle aynı görüşte ve özellikteyse, bir süre sonra kendi kendini tekrarlanmış hissedersin. Ve o durumdan şikayet edersin. İşte bu yüzdendir ki hepimiz farklılıklarımızla güzeliz. Hepimiz kar taneleri gibi farklı desenlere sahibiz, bence sahip olduğumuz değerler ve nesneler için eksik gözüyle bakmak yerine farklılıklarımız olarak baksak eksilmek yerine çoğalacağız ve daha saygın bir toplum oluşturacağız.