Lavinya Dergisi

MUHTAÇ
Gülşen SARIGÖL

"Yazdığın her harf,yazabildiğin her kelam ölümün elinden kurtardığın serçe kuşudur ve serçe telaşlı değilse öldü demektir"...diyerek kalemini kağıtla buluşturmuş milyonlarca insandan sadece bir tanesiyim...

Yol kenarında elini açmış, dili dualı kadın , Kırmızı ışıkta duran arabadaki herhangi bir alıcıyı bekleyen mendil satan çocuk , Bilmem kaçıncı evini alacak olan iş adamı ; Paraya muhtaç... Bodrum katın pencere önündeki teneke kutulu çiçeği, Toprağın altına kök salmak için gizlenmiş tohum, Soğuktan titreyen ellerini nefesiyle buluşturan çocuk; Güneşe muhtaç... Şehrin kuytu bir köşesinde, diğer şehirdekine özlem duyan bir baba, Sabahı bayram olacak güne ,gözlerini kapatan,bayramlıklarıyla rüyaya dalan anne kuzusu, Sessiz sedasız dildeşini bekleyen bir ney Vuslata muhtaç... Vagonları birbiri ardına dizilmiş tren, Rotası belirlenmiş, menzile odaklı otobüs , Eylemi yürümek olan insan; Yola muhtaç... Güle bakınca dikenini gören, "Rızk"denileni boğazından geçen sanan, Dünyanın ışığına şahit olamamış âmâ adında insan; Görmeye muhtaç... Eyleme dönüşmeyen söylemler, "Ben" diyen," biliyorum "diyen diller, Öğretmenim, öğretmenim diye kalkan parmağıyla beraber havalara uçuşan bedeniyle mavi önlüklü talebe; Bilgiye muhtaç... Üzerinde puluyla sahibine yola çıkmış mektup, Rafını evi bellemiş üzeri tozlu kitap, Her an hareket halinde,ötelerin habercisi şu evren; Okunmaya muhtaç... Her şey bir diğerine muhtaç burada çünkü buranın adı dünya.Eksiklerin,noksanların,hiç olup da varım diyenlerin diyarı burası.Belki bir durak ,belki bir köprü. Her şey birbirinin tamamlayıcısı,her şey bir diğerine araç,bir diğerine amaç,bir diğerine muhtaç... Olan her şey, bir diğeri var olduğu için var.Sonsuz parçalardan oluşan bir yapboz sanki yeryüzü ve her zerrenin ait olduğu yer ayrı bir parça. Birini yerine koymasan,diğerini yerinden edecekmişsin gibi ya da birini yanlış yere koysan tüm halkayı bozacakmışsın gibi... Yapbozda yeri olmayan,daha doğru kelam ile yapbozda kendine yer yaratmamış olan ise ötelerin ötesinde. Yersizliği ,yerinden gelen Mabud...Var olması için bir başka şeyin varlığına ihtiyacı olmayan... Hele muhtaçlıklar yapbozunda hiçbir zerresi olmayan,olmayacak olan... İşte bundandı belki de hiçbir şeye muhtaç olmayandan uzakta yaşadıkları için , O 'ndan uzak oldukları için, O 'nu hakkıyla bilemedikleri için her şeye muhtaçtılar yapbozdakiler... Vuslata kadar da muhtaç olacaklardı belki de ,vuslatı "ölüm " bildiklerinden... Yaşarken ölünmez ,sandıklarından...