Lavinya Dergisi
YALNIZLIĞIM VE BENYalnızlığımın kolları sadece ve sadece beni sarıyordu. Uzanmıştı ama benden başka kimseye ulaşamamıştı ve yapabileceği tek şey beni sarıp sarmalamak olmuştu. Beni şefkat ve sevgiye boğuyordu, tek işi buydu. Çünkü benden başka uğraşacak kimsesi yoktu. En yakını bendim ve de en çok benimle tanışıktı. Yaralarımı sarıyor, pişmanlıklarımı siliyor, düşen beni ayağa kaldırıyor, yalnız değilsin ben yanındayım diyordu. Gözlerimin içine bakıyor, içimdeki o hüzünlü ve yaralı kız çocuğunu görüyor ve ona elini uzatıyordu. Benden sana zarar gelmez bakışıyla o küçük kızı rahatlatıyor ve sarmalıyordu. Zamanla daha da yakınlaştık yalnızlığımla. Birbirimizi tanıyor, tanıdıkça daha iyi anlıyor, daha iyi anladıkça daha kolay sarıyorduk yaralarımızı. Artık yalnızlık bana acı vermez oldu, tam tersine en yakınım oldu. Bu halimi de sevdim ve kabullendim. Bundan sonra hayatıma girecek biri(leri) artı olur benim için. O kişi(ler) bıraksa gitse bile eksilmem, eksilemem ben artık. Çünkü ben ve yalnızlığım artık bir bütünüz ve kop(a)mayız birbirimizden. Gelene hoş geldin der, gidene de yalnız kalma korkum olmadan hoşça git diyebilirim. Çünkü korkmam artık yalnızlıktan. O benim artık ayrılmaz bir parçam.