Lavinya Dergisi
SAHİ NEDEN SEVMEDİNBak bu sensiz geçen bilmem kaçıncı günüm. Bıkmak bilmeyen kollarımın umut ateşine sarılışı; acıyla. Ne bitmek bilmeyen bir hevestir geldi de geçmek bilmedi. Hafızam yüzünü hatırlamaya çalışmaktan başka bir şeye yaramıyor. Bazen duvarlara vurasım geliyor. Hayır kızdığım seni sevmek değil. Neden sevilmiyorum diye çok mu gidiyorum üzerime. Çok uzaktasın bir de buna kızıyorum. Harbiden ya neden sevmiyorsun beni. Neden görmedin gözlerimde yokluğunda intihar eden mutluluğumu. Neden hissetmiyorsun hissettiklerimi bir nebze. Neden istemedin kaktüsün her koşulda ayakta duruşunu. Neden kabul etmedin özgürlüğümün kafesinin kapısından girmeyi. "Aşka inanmıyorum" neden ama Ne kadar basittir dimi? Sevmediğini bir kerede kolay bir yalan ile kenara atmak. Aslında büyük aptallık elindekini daha kıymetini anlamadan kaybetmek. Kaybettiğini bir başkasında aramak. Bulamayınca imkansız aşkların ülkesini ilan etmek. Sonra tekrar bulup sevginin gerçeklik üzerinde kırıntılar olduğunu anlayınca; kelebeğin ömrünün bittiğini, uğur böceğinin sadece bir böcek olduğunu, kalplerin bazen sadece bir emojiden ibaret olduğunu anlıyorsun. Gerek yoktu hiçbirine. Sahi neden sevmedin beni?