Lavinya Dergisi
...TIKBalkonları odalara kattık, camlara panjur yaptık. Çelik kapılar taktık, bahçeleri otopark sandık. Ne balkon aşkları bıraktık, ne de cam sohbetleri. Çelik kapıları kat kat anahtarlarla kapattık, bahçede çocuk seslerini susturduk. Gökdelenler inşa ettik, şafşatalı avmler diktik. Mısırı bardağa tıktık, salçalı ekmeği bin bir çeşit soslu hamburgere değiştik. Ne kuş cıvıltısı duyar olduk, ne de keyifle çarşı pazar dolandık. Süt mısırın kokusunu unuttuk, salçalı ekmeği hafızadan sildik. Sanal dostluklar kurduk, kahveyi kağıt bardakta içtik. Uçurtma uçurmayı bıraktık, bakkala araçla gittik. Ne dost eli hissettik, ne de kahve falı kapattık. Gökyüzüne hasret kaldık, hantallığımızı inkar için spor salonlarına koştuk. Arabalarımızı büyüttük, evlerimizi genişlettik. Misafir çağırmayı istemedik, sunumsuz gün geçirmedik. Ne arabalarla güldük, ne de evlerle ağladık. Çat kapı sohbete dalamadık, kanepeler içinde masadan aç kalktık. Yaptık, ettik, olduk, sandık, güldük, ağladık... Ne çok şeyi dağıttık. Bırakmadık, aşk, komşu, güven, çocuk sesi, kuş cıvıltısı, sohbet, çarşı, pazar, süt mısır, salçalı ekmek, çok ne çok şey... Kahve ya kahve, en çokta kırk yıl hatır. Yaptık, biz yaptık, tık...tık...