Lavinya Dergisi
EDEBİYAT VE YAŞAMEdebiyat ve yaşam bir bütünün parçasıdır bana göre. Edebiyat olmadan nasıl anlatırdım kendimi nasıl dize gelirdi hislerim, hayallerim, heyecanım ve mutluluğum benim için yaşamaktı edebiyat var olmaktı bir nebze de. Nasıl anlatılır güzellikler nasıl anlatılır sevdalar. Nasıl yazılmıştı o güzel şiirler yaşamın içinden geçerek yaşamdan süzülerek nasıl çıkmıştı bizi büyüleyen bunca güzel şiirler ve sözler. Yaşamda yerini almıştı hepsi kalbe işlenerek ve o naif sözler söylenmeye başlanmıştı. Naiflikti bir yana edebiyat, incitmemek, kırmamak, bir kalbi hep yaşamaktı edebiyat sonsuza kadar ve aşkı şöyle anlatıyordu Nazım Hikmet: Hoş geldin kadınım benim, hoş geldin ayağını bastın odama kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi. Ahmet Arifle devam ediyordu aşkın güzelliği Hasretinden Prangalar Eskittim ve Turgut Uyar’ın Göğe Bakma Durağı aşkın en güzel tarifiydi. Cemal Süreya ise aşkın ta kendisiydi Üvercinka şiiriyle adeta mest ediyordu. Edebiyatla yaşam nice güzel sayamadığım şiirlerle devam ediyordu. Benim için edebiyat bir tutku olacak her zaman yaşadığım müddetçe kimsenin göremediği güzellikleri görmekti her şey burada başlıyordu edebiyatın büyüsü keşfeden bir daha bırakamıyordu. Sığındığım tek liman belki de en güzel kaçış noktam huzuru bulduğum en güzel yer sessizliğinde yaşadığım şiirleriyle acılarımı dindirdiğim en müthiş şey. Edebiyat bitmeyen bir yolculuktur esasında gittikçe güzelleşen ve manzaralarla dolu bir yolculuk. Deniz gibi derindir aynı zamanda önemli olan da bu derinlikte kendini bulmak ve yaşatabilmekti. Bu derinliği ve kayboluşu seviyorum. Nice güzel kayboluşlarda olmak dileğiyle. Edebiyata gönül vermiş yazar ve şairlerimize sonsuz saygı ve sevgiyle ve hep edebiyatı, şiirlerimizi yaşatmak dileğiyle. Gittikçe çoğaltmak ve hep en güzel hislerle var olarak yaşama değerek ve yaşamdan geçerek yaşatmak umuduyla…