Lavinya Dergisi
FİRAKÖlümün koynuna yatıyoruz her gece Bir sızıdır bu içimizde hiç bitmeyen Hiç geçmeyecek yaralar açıldı dilimizde Kapanmayacak çukurlar oluştu gözlerimizde Yüzümüzdeki kırışıklıklar gönlümüze bulaşır oldu Göğümüzü kaplayan simsiyah bulutlar İçimize kan rengi yağmurlar yağar oldu Vuslat olmayınca neler oldu neler Düştük yollara ayağımızdan olduk Dokunmak istedik dokunamadık Yorulduk dermansız kaldık Soluklanmak istedik yok olmaz dediler Maşukun derdine bin dert daha eklediler Savurdular üzerimize sevda yellerini Kavurdular aşk ateşinin en dibinde bizi Hasretlik yazılmış alın yazımıza Firak çalınmış bahtımızın karasına Nasıl dinmez bir sızıdır bu Kuruttu gönlümün yaprağını dalını