Lavinya Dergisi

SEN BENİM EVİM DEĞİLSİN
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Yolda yürürken bir film afişi gördüm. Filmin adı “Evim Sensin”di. Filmi izlemedim, içeriği bilmiyorum ama bu söz beni çok etkiledi. Ne kadar güzel ne kadar içten bir söz diye düşündüm. Birisi evindeyken ne hisseder, nasıl davranır? Birisinin evi onun için en mahremini yaşayabildiği bir yerdir. Onun kalesidir, güvenlik üssüdür. Kendimize ait özel eşyalarımızın olduğu, çırılçıplak dolaşabildiğimiz, müzik eşliğinde çılgınca dansedebildiğimiz, hıçkıra hıçkıra ağlayabildiğimiz, katıla katıla gülebildiğimiz, öfke krizleri geçirebildiğimiz, hiç bir maske takmadığımız, kendimizi güvende hissettiğimiz ve kendimiz olabildiğimiz yerdir evimiz. Ya birisi evimiz olmuşsa? O ev kendimiz gibi davranabildiğimiz, duygu ve düşüncelerimizi rahatlıkla ifade edebildiğimiz, bütün falsolarımızı gösterebildiğimiz, tuhaf huylarımızı rahatlıkla sergileyebildiğimiz, olduğumuz gibi kabul edildiğimiz bir evdir, biridir. Bu ne harika bir ilişkidir; ne büyük güven ve ne büyük rahatlıktır. Maalesef, benim artık böyle bir evim yok, benim evim değilsin artık. Güvenebildiğim ya da sırtımı dayayabildiğim biri değilsin. Yanında yüzde yüz kendim olabildiğim, kendimi rahatlıkla kollarına bırakabileceğim kişi sen değilsin artık. Hayallerimi süsleyen, bir ömür boyu beraber olmak istediğim adam sen değilsin maalesef. Senin evinden kendi evime geçiyorum artık, tek kişilik yalnızlığımla. Çok zordu senden taşınmak ve vazgeçmek, ama yapmak zorundaydım.