Lavinya Dergisi
MASALLAR VE İYİLERKırmızı başlıklı kızı avcı kurtarmıştı. Rapunzel'i saçları, Sindirella’yı cam ayakkabısı, Pamuk Prensesi Cüceler. Masallarda vardı hep iyiler ve kötüler... 'Çünkü iyiler hep kazanır.' demişti nice öğütlerde büyükler... Sahi kazanır mıydı iyiler? Onca kanatan kötü kraliçe, kurt, büyücü varken masallarda, gökten düşer miydi mutlu sonla elmalar? Yalanlar ve gerçekler. Kurt’a 'Gözlerin neden bu kadar büyük nine?' diyen kırmızı başlıklı kıza 'Seni daha iyi görebilmek için yavrum.' derken dersini çalışmıştı elbette. Bürünmüştü sadece kılığı bir garip bedene. 'Çulla insan yargılanmaz.' demişti nice öğütlerde büyükler. Sahi öğrenir miydi bunu iyiler? Onca saklanan yalancı varken derinlerde, gökten düşer miydi mutlu sonla elmalar? İyiler ve kötüler. Cadı Rapunzel’i kuleye kapattığında ona kötülük yaptığının farkındaydı nihayetinde. Bütün gün can sıkıntısından şarkılar söyleyen prensesin sesi ormana ulaşmasaydı. Cadı tırmanmak için ona sarı saçlarını uzattırmasaydı. Rapunzel cadıyı annesi sanmasaydı. 'Düşmandan dost olmaz!' demişti nice öğütlerde büyükler. Sahi bilir miydi bunu iyiler? Onca rol yapan varken hayatta, gökten düşer miydi mutlu sonla elmalar? Hayatlar ve hayaller... Sindirella sadece baloya gitmek istemişti. Kısa bir hayaldi dileği. Aynı çatı altında gizlenmişti kötüleri. Önce bir peri, sonra bir bal kabağı derken, cam ayakkabı ile değişmişti gerçeği. 'Umut asla tükenmez.' demişti nice öğütlerde büyükler. Sahi umar mıydı bunu iyiler? Onca yokuşa sürenler varken hayatları, gökten düşer miydi mutlu sonla elmalar? Prensler ve prensesler... Kötü kraliçe en güzel olmak istemişti. Aynası da kalbinin gölgesiydi. Cüceler çıkmasaydı pamuk prensesin karşısına? Ya kalsaydı ormanda bir başına? Zehirli elma varsaydı amacına. Prens âşık olmasaydı şeffaf tabutundaki siluetine? 'Hırsın zararı sahibinedir.' demişti nice öğütlerde büyükler. Sahi anlar mıydı bunu iyiler? Onca zehirli söz sahibi varken etrafta, gökten düşer miydi mutlu sonla elmalar? O elmalar ki; taze, sulu... Biri sana, biri bana, en kırmızısı ise iyi kalanlara...