Lavinya Dergisi

HAYATIMIZIN AMACI NE?
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Hepimiz hayatımızın bazı dönemlerinde kendimizi bir sorgu içinde buluveriyoruz... Düşüncelerimizin bir soru yumağı haline gelip içinden çıkılmaz bir hal aldığında, hayatımıza farklı bir pencereden bakmaya başlıyoruz kimi zaman. Amerikalı yazar Ayn Rand, "Hayatın Kaynağı" adlı kitabında şöyle bir cümle kullanıyor; ''Bu dünyada hiçbir şey insana hazır verilmiş değildir. İhtiyacı olan her şeyi üretmesi gerekmektedir. İnsan burada kendini temel bir seçimle karşı karşıya bulur. Ancak iki yoldan birini seçerek sağ kalabileceğini görür. Ya kendi zihnini bağımsız çalışmalarıyla, ya da başkalarının zihninden beslenen bir asalak olarak. Yaratıcı başlatır. Asalak ödünç alır. Yaratıcı doğa karşısında kendi başına dikilir. Asalak doğa karşısında hep bir aracıyı kullanır Yaratıcının derdi doğayı fethetmektir. Asalağın derdi ise insanları fethetmektir. Yaratıcı, kendi işi için yaşar. Başka insanlara ihtiyacı yoktur. En önemli amacı, kendi içindedir. Asalak elden düşme yaşar. Başkalarına ihtiyacı vardır. Başkaları onun baş amacı haline gelir.'' der. Bu cümlenin altını çizdiğim zamanlar bende birçok hissi uyandırmıştı... Mesela hayatın gayesi olarak kimimiz bir sürüde koyun olup sadece yaşamak için yaşıyorken kimimiz ise sürünün sahibi olup yaşamını en zirvelere kadar yaşayıp tutkularıyla hayatın anlamını yaşıyor. 'Genç adama göre hayat öğrenmektir ' diyen Victor Hugo belki de bu bahsettiğimiz ikinci insan kategorisinde yer alıyor... Düşününce hayatımızın asıl manasındaki anlam kavrayışını bizler mi seçiyoruz yoksa bir seçim hakkı tanınmadan bize verileni mi yaşıyoruz? Bana göre hepimiz yaşımız, cinsiyetimiz, rengimiz, coğrafyamız ne olursa olsun hayatin amacını seçtiğimizde bizlere ileriki zamanlarda dönüp bakınca iyi ki dedirttikten sonra hiçbir pişmanlık cümlesine mahal vermeden tebessümle devam etmektir...