Lavinya Dergisi
KUŞ OLACAĞINA İNANAN ÇOCUK KALBİMÇocukluğum dağların tepesinde, Tam anlamıyla özgürlüğün tadıyla Gördüğümüz her deliği yılan yuvası sanıp Beklerdi aramızdan bazıları, deli cesareti Biz de beklerdik yılan çıkarsa diye Elimizde sopa birimize bir şey olmasın diye Dostluk mücadelesi Dağın tepesinde gökyüzüne el uzatmak Orda anladım bu ismin manasını Çocuk aklı meğer buymuş özgürlük Sonu gözükmeyen bir gökyüzü Hele bir de gece çökünce yıldızlar… En büyüğü benimdi yoksa ağlardım. Ah o güzel dağlar Tepesinden aşağıya "Kim daha hızlı koşar" yarışmaları Hele bir de kış aylarında... Van gölünün kenarında, O büyük gölün kenarında Okyanusun küçük çocuğu gölün içinde Küçük bedenleri boğulmasın diye Kazardık toprağı kendi ellerimizle Kardeşlerimiz boğulmasın diye Küçük göller yapardık okyanusa toruncuklar Çok uzunmuş gibi boyumuz Ayağımız yere değene denk girerdik gölün içine Aslında bir güç gösterisi Gelemeyen olursa arkadan yanaşıp korkutma seansları Yutardık gölün bütün tuzunu Yarın bir daha gelelim diye yalvarırdık Kendi okyanuslarımıza… O boş güzel çayırlara salardık kendimizi Uğur böceği toplardık benek benek Tutardık dileğimizi başlardık şarkımıza "Uç uç uğur böceği annen sana…" Uçtu mu dileğin kabul olmuş demektir. Bir keresinde uçmak, gökyüzünün Yıldızlarına dokunmak için Kuş olmayı dilemiştim Ve uçunca uğur böceğim Nasıl da sevinmiştim… Biliyordum seni de o yaşımda, Bilseydim seni de bu yaşımda kalbimde Dilerdim hep çocuk kalbimle Ya zıp zıp çekirge toplamamız Güç getireceğine inanıyorduk kollarımıza Kendimizi birbirimizi daha iyi korumak için. Şimdilerde kim nerde? Tırtılları izliyorduk bütün gün "Yalan söylüyor şu bilim adamları nasıl olur da kelebek olur" İtiraf etmeliyim ki inanıyordum ben Bundandır uçan uğur böceğimin Kuş olmam sevincini yaşatması… Ah o kelebekler, bulduğumuz kelebeği korurduk bütün gün Son gününü iyi yaşasın rahmetli… Sonra da dualarla eve dönerdik. Sonraki günün umuduyla Ah çayırlardaki papatyalar Ne güzeldir ne severdim Rengini sarısını Hep seviyor sevmiyor yapardık Çıkınca sevmiyor kızardık birbirimize Neden sevmiyorsun ben ne yaptım diye. Alınca tek menfaati sevgiyi garantiye. Başlardık papatyaların ortasında yatmaya. Daha kaktüsleri görmemiştim. Zaten duyunca ağzından ilk papatyayı Bıraktım sevmeyi papatyaları. Seni bırakmadan… Katil papatyalar. Uyanırdık sabahın beşinde Can atardım inekleri görmek için Tekrar tekrar Sürerdik köyün öbür ucuna Verirdik elinde yemek bohçası çoban amcaya yanındaki iri köpekleriyle Bir de eşeği vardı. Sonra dolana dolana evin yolunu tutardık. Varsa biriktirdiğimiz ganimet Senin benim demeden Köyün en güzel yerinde (dükkan) Her şeyden iki tane Alırdık yiye otura kalka giderdik eve Otururduk temiz sevdiklerimizle Van kahvaltısına En büyük zenginlik kalbimizdeydi… … … ... Ah yüreğim büyüme küçül Küçül de dön o zamanlara O zenginliğe O temizliğe O insanlığa Ama olmuyor bu 11 Haziran gibi hep tekrarı gelecek... Doğum günün kutlu olsun kuş olacağına inanan çocuk kalbim.